(Şarkı)
Sular akar çağıl çağıl
Kötü dersen ağıl ağıl
Ana ağlar oğul oğul
Görem artık yüzün oğul
gitme! ..
gitme hüzün çiçeğimi besleyen rüzgâr...
ağlayan şafaklarımın gri / siyah bulutlarıdır
vedaya muhalif bedbîn yüreğimde çırpınan...
“gidişinden” yaralı salkım saçak / kırık kanatlarıdır...
gitme! râzıyım zulmüne, poyraz olsan ne yazar? ..
sana, gecenin bir vakti
seni sevdiğimi söylemek istiyorum…
ansızın ahvalim aklıma geliveriyor
hemen bir düğüm atıveriyorum sözcüklerime
seni sevdiğimi söyleyemiyorum.
kanat çırpıp döğündü kuş
gerindi.. ayak ucunda kanatları
ana/üryan soyundu
pelit ağacının duldasında
bir bal peteğine kondu
yapıştı dili peteğe
ahlâkı beşikte düşürmüş amma
eşikte arıyor bir garip adem...
mümkünmüş alemde böyle dilemma
sabrım sükût eder, susar iradem...
düşünür seslice sırıtkan surat
yoktunuz!
k u ş t ü y ü n d e n minderler sermiştim yüreğime
rengârenk çiçekler derlemiştim kırlardan
her biri birbirinden güzel kokan
-ordan/burdan-
gün batımından doğdun
-neden geç kaldın? ..-
altın sarısı bir başak dolandı ellerime
yandı sıcaklığında tenim
gözlerimde, hangi bahardan kalmış bilmem:
sessizliğine dokundum
lal oldu parmaklarım
kömür karası bir iz kaldı gözlerimde
avuçlarımda sarardı karanfil
bir seni sayıklarım
yanarım karanfilin sararmış hallerine
(İsimde tekel olmaz / bir garip saldırı ki / inanın akıl almaz!)
Ah be Destina
ne büyük başım varmış meğer,
kimler müptelânmış senin!
Kimler hastaymış sana
ne farkın var ayrık otundan sevgili
hatta ökse otundan? ..
ne kökün var ne tohumun…
yerleşiverdin dalıma bir rüzgârın kolunda,
kendiliğinden olmuş doğumun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!