Ömür denen ince yolda
Gideriz gittiği kadar
Her insana sevgim bol da
Değer.. hak ettiğin kadar
Sevginin toprağı yürek
Kınalı kekliğim uçtu yuvadan
Süzülüp gidiyor erine doğru
Ciğerime acı dolar havadan
Ezilip gidiyor derine doğru
Giydin gelinliği taktın tacını
Al yanakta perçem olup savruldum
Aşk oduna yanıp yanıp kavruldum
Kah çağlayıp coştum kahi duruldum
Bendine sığmayan sele çevirdin
İşve ettin cilve ettin göz ettin
Pınar tüm şarkılarını
Sevgi üstüne söylüyordu
Bazen mırıl mırıl bir ninni gibi
Bazen mısra mısra bir şiir
Bazen bir arslanın kükreyen sesi
Bazen uyuyan bebeğin ılık nefesi
Sözüm dizginleyip takar yuları
Evirir çevirir tersine çeker
Bahçeme diktiğim ayvayı, narı
Asırlık çınarı kökünden söker
Hedik suyu ile yıkanmış yüzü
Bir maralın ardı sıra dolaşıp
Dizinde yatmayı çoktan unuttum
Sevgi dolu bir gönüle ulaşıp
Sevdayı tatmayı çoktan unuttum
Unuttum koştuğum tozlu yolları
Muharrem Usta'ya müjdeyi verip
Dedim gözün aydın Guzu'n geliyor
Acele buğdayı, arpayı derip
Güzü beklemedi, yazın geliyor
Körpecik kalbine hapsettin bizi
Uyu talihsizimin talihsizi
Doğuştan çilenin derdin ikizi
Uyu talihsizimin talihsizi
Bakar mısın pencereden gelmesem
Sorar mısın dostlarıma geciksem
Sorar mısın uğradığım yerlerden
Gelmesem el ayak çekilene dek
Işıklar birer birer sönse pencerelerden
Yürüdük bu yollarda, sen ve ben ağır ağır
Bakmadan el sözüne, hem kör olduk hem sağır
Sen ve ben yapayalnız, ne ana var ne baba
Ne eş dost sorar oldu, ne de hısım akraba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!