Ufka bakan penceredeyim
Issız çöller gibi serin suları beklerim
Dururken kapının eşiğinde bir bardak
Çalınmış gibi hazineden sanırsın altından varak
Kaplanmış camlar pencerenin ötesinde
Görünmeyen bir dağ, çöllerin ötesinde
Hayatı içeren pişmanlıklar, pişmanlıklar içredir hayat
Kapalı kalmış içimde
Çağrısını bulmayan bir adam
Kontrolü kimde bedenimin
Kim dizginliyor ruhumu
Bu girift bilmecede
Rüyaları işiten gözler bahsederdi varlığından
Hayatı anımsatır gönlün suskun sabahları
Gönülden bir sızı akar kan misali
Kurutur gözlerin kanallarını
Zihnimden geçenler bir yolculuğa sürüklüyor
kalmışım yolda tıkanmış nefesim
bozuk saatler ötüyor susturun
kim bu karşımdaki nereye bakıyor
çoğu seferinde yanlış kişiye çatıyor
bir yudum hayal üç beş damla kandan
Sessizce, sinsice hareket ettim
Belki de yarına hakaretti..
Gizlice geldi özür dilemeye
Yazgısından
Elinde bir kutu, hak etti
İstemeyerek vedalaştı
Duvarlar arasında kayboldum
Pencerede bekliyorum
Kendimi yarınlara yol tutmuş
Gemilerde biliyorum
Kaptan hülyalara açılmış
Okyanus saadetten rüzgarlarla
Çıkmaz adımlarla sürükleniyorum
Yolum nereye gidiyor bilmiyorum
Bir demir parmaklık olmasa da
Beni engelleyen hayal görüyorum
Dalmış gitmişim hülyalara
Gerçeklerden kaçarcasına
Sanma ey gönül, için rahat olacak
Korkuların seni bulunca duyguların haşrolacak
Bir vicdan taşır insan ayağı tümsekte
Sallanır terazinin bir kefesi yüksekte
Kaçarsın duygularından ve gerçeklerden
Hüzün taşan vakitlerde
Atiyi muğlaklık yoğurur.
Ruhtan sızan damlalar
Aşar boyumu denizlerde.
Kaybedilen bir oyunda savaşmak
Çarpışırdı gökyüzünde bulutlar
Selamlaşırlar sanırdık
Dökülünce gözlerinden yaş
Evlere kaçışırdık
Her taraf sessiz, kimsesiz
Yalnızca bir konuşan var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!