Bahar kışa nazire yaparcasına
salar buram buram kokan çiçeklerini;boy-boy, renk-renk,
Yaz kıskanır baharı,döküverir tüm nimetleri toprağa,
Güz hüzünlüdür, sararıp bükmüştür boynunu, küskündür.
Ve hüzne aklar düşer, coşmayı-çağlamayı-koşmayı-uçmayı bekler, çocular-atlar-kuşlar.
Bakarsın damlalar şıp şıp akar,
Bazen toprağa,
Bazen bağrına,
Toprağa düşen sel olur, çukur açar, korkarsın uçurumdan.
Bağrına akan dikene su olur, gül açar, kokarsın buram buram.
Ne için ağladığını tek kendi bilir insan.
Çocukluk hayalimdi şiir yazmak
Okunan iz bırakan bir şair olmak.
Hayalde kaldı.
Ne yazabildim adam gibi,
Nede okundum şair gibi.
Takıldım yere düşen yağmur tanelerinin peşine,
Şıp şıp düştüm kara toprağa ben de,
Son baharda...
Bir umutla...
Ya kuruyup gideceğim yapraklar gibi,
Ya da tohum olup bekleyeceğim,
Bazen içe-bazen dışa kapalı,
Ben,bana küskün
Ben benden habersiz,
Karanlık aydınlığa bir barışık bir dargın.
Kimi zaman sırtında çırpılarla,
Bazende buğday çuvallarıyla,
Ne zordur ayağa kalkmak,
Elbette ki zordur bu haliyle.
Sanki yüküdür O'nun
Çilelidir Aliye, çile doludur.
Kaşları hilal olmuş yârimin ay gibi.
Sarma yanmış, tutmuş tencerenin dibi.
Kaynanası kızmış masum garip köylü geline.
Bense der dururum,aman anam Canım anam alştırma o sert elini dilini.
Uyandık Ayasofya sabahına,
Kavuştuk gönlümüzün baharına,
Haydi koş sende sevgililer buluşmasına,
Kırılmış zincirler, artık daha berrak zihinler,
Kudüs hem hüzünlü- hem de sevinçlidir bugün.
Zaman mı boş,
Yoksa boş olan zaman mı,
Boşa zamana kürek mi?
Kürekle zora yürek mi?
Zaman bana boş mu bakıyor,
Boş olan zamana benmi boş.
Bu son, bahar mı bana bakan yüzümdeki tebessüm,
Hafiften kendime alaycı,
Bu kaçıncı son demezler mi?
Kırkbeşindesin hala dünyaya yabancı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!