Ne zaman bir çay içsem sen gelirsin aklıma.
Gözlerinden az mı çay yudumladım sevgili?
Düştüğümde bir ellerin uzansın yardıma.
Mevlam suretin ile göndersin Azrail'i.
Kimi gökte sayarken, muhteşem yıldızları.
Özledikçe seni, koşuyorum dostum dalgaların yanına.
Bir martı gelerek konuyor yüreğime gurbetin sahilinden.
Bırakıyorum kendimi gözlerinin efsunlu asumanına.
Seni anlatan şiirler, şarkılar dinliyorum onun dilinden.
Meyvenin çiçeğe vurgun olduğu gibi sana vurgunum.
Dalından düşersem gülüm, yaban elde ebedi sürgünüm.
Varlığında kelebek gibi mutlu yokluğunda kırgınım.
Elin elimde değilken kuru toprakçasına dargınım.
Hasretini içime çektiğimde magma gibi kızgınım.
Gel gönülparem, geç karşıma çiçeksi endamınla.
Kaç kere sitem ettim, niye sensiz bu kahve niye?
Gel, nefes ol bana; papatya gibi ihtişamınla.
Sensiz içtiğim şu kahvenin hatrı yok bir saniye.
Karşımda iki kapı var: Biri sensin biri ölüm
Söyle bana hangisini tercih edeyim be gülüm
Ellerinle gelecekse de ölüm tercihim sensin.
Öyle bir ölüm olsun ki Martı, öldüğüme değsin.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!