Dün gece gördüm düşümde
Seni özledim anne
Elin yine ellerimde
Gözlerin ağlamaklı
Gözyaşlarını sildim anne
Camlar düştü yerlere
Ölüm her aklına geldiğinde
Ah edip vah edip inleme
Bu halinle Tanrı'yı incitmiş olacaksın
Ecel kapını çaldığında evi telaşa verme
O geldiği zaman sen gitmiş olacaksın
üstüm başım toz içinde
önüm arkam pus içinde
sakallarım pas içinde
siz benim nasıl yandıgımı
nerden bileceksiniz
İnsanların yüzlerini göremiyorum
Boğazım düğüm düğüm çözemiyorum
İstesen de yanına gelemiyorum
Tutsam şu karanlığı
Tutsam da yırtsam
Ah elim tutuşmasa, elini tutsam
Ağlama bu günler gelir de geçer babam
Ağlama bu dertler elbet biter babam
Ocaksız köylerimde dumanlar tüter elbet
Ben yandım sen yanma allah aşkına
“Burda, bu şarkımı söylerken, benim Türkiye’de yaşadığım çok zor günlerde bir merhaba’sını istediğim, fakat o merhaba’yı benden esirgeyen, ulusal anlamda aynı kaderi paylaştığım bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma ince bir sitemdir. Umarım bunu anlarlar”...
Martılar ağlardı çöplüklerde
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik
Acımasız olma şimdi bu kadar
Aglama bebek aglama sende
Umut sende yarin sende
Yagmur gibi gözlerinden akan yas niye
Bu suskunluk bu durgunluk, sikintin niye
Cok uzakta öyle bir yer var
Zemheri yaylasında doğmuşum
Koyaklarda kartal uçurmuşum
Kurt kovalamışım, adam vurmuşum
Onursuz yaşanmaz demişim
Rezil rüsva etmemişim kendimi böceklere
Yavri yavri
Aylar oldu yıllar oldu
Ben yüzünü görmedim
Yüzüne hasret kaldım kız
Yüzüne yüzüm sürmedim
Gülen aya sordum seni
Şarkılarını dağdakilere gönderen adam(?)