Hani
Gidiyorsun ya,
Her şey donuyor aniden
Üşüyor yüreğim
Ellerim buz
Ama
Adı: Çınar
Doğum Yeri: Londra-İngiltere
Doğum Tarihi: 1878
İkametgâh Adresi: Streatham Common – Londra
Mesleği: Gölge yapmak, oksijen üretmek, kuşları ve sincapları barındırmak.
Bu bilgi İngiltere’nin ünlü parklarından birindeki asırlık ağaca ait. Park dediğim uçsuz, bucaksız yeşil düzlük. Tam TOKİ’lik. 30 hektar, hafif eğimli. Arazi Londra’da değil de Büyükçekmece’de, Haramidere’de olsa A2 usulü 600 villa çıkar. Eski Türk parasıyla tanesi bir trilyondan hacı fışfışa satılsa 200 milyon sterlin. Sadece çınarın kapladığı alandan 4 villa çıkar. Kütüğünü saymazsak 1.3 milyon sterlin.
Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi hun eşkimi füzun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek.
Sokaklarda düş gibiyim
Ne içerde bir karanlık
Ne dışarda yalnızlığım
Küçük çocuk elleriyle
Bir sele çakıldakta
Çile sağar aydınlığım
Sevgili, uzun süre sana seni anlamadım, inanmadım, hep suçladım. Senden özür dileyerek Nazım’ın bu satırlarıyla suçluluğumu kabulleniyorum.
"Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil? " diye bir soruyla bile karşılaşabilirsin. İki ucu keskin bıçaktır bu işin yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "ama senin için sunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
İnsandı onlar da bizim gibi. Korkuları, aşkları, tutkuları, umutları vardı ve çok gençtiler. İnsandı onlar da bizim gibi. Ama daha çok duyarlılıkları, sorumlulukları vardı belli ki, çünkü hepimizin önünde koşuyorlardı... Daha az biliyorlardı, daha az söylüyorlardı, daha çok ve daha çok ve daha çok yapıyorlardı...
Ve ilk ışıklarıydı günün,
darağacında yansıyan.
Ve ilk kez gördü darağacı
darağacı olalı
İçime sinmedi hiç bu gidiş,
Ama gitmeler adettendir git..
Tam bu kadar yaklaştım,
İlk kez bu denli çözüldüm derken,
Tık bedenimden taşan gönlümü yerine
Ne olurdu sanki,
Askerin, polisin, gerillanın KURUSIKI silahları olsaydı
İlla da savaşmak istiyorlarsa yine savaşsalardı
Ama hiç kimse ölmeseydi,
Hiçbirinin burnu kanamadan,
Evine ailesine sevdiklerine dönseydi.
Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam bahçeme sığmıyor
Bahçem dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor
Patlayacağım…
Yaşamın ağır
Sevdanın yoğun
Geldiği anlarda
Sözcüklere sığındım
Pasaportsuz, izinsiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!