Çocukken hiç uçurtmam olmadı,
Ne ağaç dallarına takıldı,
Ne elektrik tellerine...
Umutlarım asılı kalmadı.
Çocukken hiç pencerelerde beklemedim,
Eskimiştir başkalarına göre, benim için yeni olan...
Yağmurların yorulduğunu görmezler.
Ve lâmbaların sıkıldıkları için söndüğünü bilmezler.
Yalan yanlış bir gülümseme, gönlümü almaya çalıştığın,
Ve öylesine bir 'seni seviyorum ' deyişin.
Gittikçe kesilir sesler gecede,
Dertlerimle kalırım bir köşede,
İçime sığınmış her düşüncede,
Karşımda oturur ağlayan bir yüz.
Yalnızlığım boşluğun son ucunda,
Sevgi dedikleri sevinceye dek,
Sonra ne arzu kalır,ne istek,
İstersen biraz bekle,sabret tek,
Yaşadım demek istiyorsan...
Bu dalgınlık,bu düşünce sevdadan,
Çiçeklerin açtığını duyar da,
Kıskanır her yerin beyazlığını.
Sonra, alır başını gider dağlara...
Yorgun bakışları takılır kalır uzaklara,
Bir veda yolculuğunun sızısı vurur yüreğinde.
Bu yağmurlu eylül hazırdır tüm yasaklara,
Sevdası dökülür ayrılığın, gözlerinde.
Bütün geçmişi hatıralarında saklı,
Bilemezsin, nasıl ateşler sarar her yerini,
Nasıl eser rüzgârlarla alevler...
Bilemezsin, nasıl zordur gecelere tutsak olmak,
Bilemezsin, nasıl zordur yıldızlara takılıp hayâller kurmak...
Bilemezsin, senin olmadığın her yer nasıl soğuk,
Ağır kış günlerinden arda kalan,
Soluk soluğa bir baharı,
Ulukışla Garında unuttum.
Sigarasını derin derin içine çeken
Parmakları ve bıyıkları sararmış,
Kasketi yana düşmüş ihtiyarı,
Sevda türküleri gibi içli ve yanık,
Çılgın gülüşlerde saklı hüzünsün.
Hep böyle düşünceli,içine kapanık,
Yoksa sen eylül müsün?
Bazen mektuplar dolusu sevinç gibi,
arkadaslar sair ahmet beltekin in hayatı hakkında bilginiz var mı? lütfen yardımcı olursanız sevinirim.