Ahmet Bektaş Şiirleri - Şair Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

Uzanır sonsuza gider,
Yıllar soldurur,ayırır yollar.
Gün gelir elbet biter,
Yıllar ve yollar.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Zurnanın “Zat” Dediği Yer

“Zurnanın zırt dediği yer” (Yapılmakta olan işin en hassas, en önemli, en can alıcı noktası.)

“Zat” konusunu önceki yazılarımda bilgisayar örneğiyle anlatmıştım. Bilgisayarın donanımına beden, yazılımına ruh; ruh ve beden ile elde edilen yaşamsal verilere de Zat demiştim. Zatın açığa çıkması da bilgisayarı kullananın iradesiyle oluyor; esmanın yansımasıyla oluyor, zatı güzel olan Cennet, kötü olan da Cehennemi bir hali elde ediyor. Çünkü tüm yaşamsal üretimler (ses, görüntü, duygular) evrene yayılıyor. İsrafil’in “Sur” üflemesiyle toplanacak olan da bu zat oluyor. Zat, ne ruhtur ne de beden; zat ikisiyle elde edilen yaşamsal veriler. Ölenler için “Namı kaldı” denir ya öyle bir durum. Beden çürür, ruh Allah’tan emanet; elde kalan zat; o dahi esmanın yansımasından başka değil.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

İnsan çok garip değil mi?
Asiye ve Musa,
Hind de firavun da;
İnsan değil mi?
...............

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Hipnoz

“Hipnoz Psikolojiye göre, telkine yatkınlık gösteren bir tür yapay uyku veya uyku-uyanıklık arası haldir. Terimi ilk kullanan, Yunan mitolojisindeki uyku ilahının adından (Χ υ π ν ο ς ;) esinlenen İskoç hekim S. James Braiddir (1795-1860) .” Vikipedi

Hipnoz altındaki insanların esnemediğini duymuştum; Öyle ise esneyebilenlerin hipnoz altında olmadığını düşünebiliriz! Esnemeyi hoş görmemek de hipnoz altında olmamayı hoş görmek gibi düşünülebilir. Yani tesir altında olarak, yapay bir huzur için hipnozu seçmek gibi…

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Değişim


Mevlana'nın söylediği gibi; dünle beraber gitti düne ait ne varsa bu gün yeni
şeyler söylemek lazım, cancağızım.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Toplumsal mutabakat

Kâinatta her şey bir nizam üzerine, bu nizam bozulduğunda kopacak belki de kıyamet. DNA’ların dizilişinde oluşan bir bozukluk; canlının sakatlanmasına sebep oluyor. Okul çağlarımda kompozisyon yazarken hocamız öğretmişti. Giriş, gelişme ve sonuç. Bu sıralama iyi bir yazı için önemliydi…
Anlaşamama (anlatamama ve anlayamama) hususunda da bu sıralama etkili. Televizyonda sık rastladım, bu sıralama hatası yüzünden tartışmalar daha girişte bloke oluyor. Yani konu gelişmeden sonuçlanıyor. Program süresinin bitmesi sonuçtan sayılırsa bu şekilde sonuçlanıyor. Kendini ifade edememe en çok görülen sıkıntı. Herkes diğerinden şikâyetçi… Ben buyum diyemiyor insanlar, her şeye rağmen kendini ifade edebilenler de kategorize ediliyor.
Haklıyken haksız duruma düşmek veya öyle anlaşılmak için üslup önemlidir. Zaten edebiyatçılar da üsluplarıyla tanınır. Yani “Ben doğruyu söylüyorum, canımın istediği şekilde söylerim.” veya “Ben doğruyum, karşıma çıkanın ağzını (cart) diye yırtarım, haksızlık karşısında üslubumu bozarım” şeklinde bir yaklaşım kişiyi haklıyken haksız duruma düşürebilir. Veya birileri onun fikirlerinden yararlanacaksa bile bir şüphenin doğmasına sebeptir.
Gelelim halk, avama; herkesin her ilimi bilmesi zaten mümkün değil. İçlerinden her şeyi bildiğini iddia edenler de çıkabilir fakat onların ciddiye alınmadığı söylenebilir. Avam zahire bakar, yani dış görünüşe ve diplomaya önem verir. Güven duyduğu aydın olarak gördüğü (Münevver, entelektüel de denebilir) kişilerin bilgileriyle aydınlanmak ister. Bu sınıf yönetime sadece “oy” ile katkıda bulunabilir. Kendini yönetecek olanları, kanun koyucuları, vekilleri seçer. Bu seçiminde de tabiî ki güvendiği kişiler (aydınlar) etkili… (Promosyonların etkisi de var elbet)

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Cehalet Okumakla Kalkmaz!

Altı yaşımda okumaya kırkımda da yazmaya başladım, çok değil on yıl oldu…

İnsanları yeterince tanıdım, özellikle cahil ve bildim sananları izledim. Ezber ideoloji sahipleri ve ezber din takipçilerinden daha ahmağına da rastlamadım. Bunlar taraf oldukları şeyleri sadece savunurlar. Bilmedikleri şeyleri savunurlar. O kadar ahmaktırlar ki kendi duydukları şeylerin de dışına çıkılsın istemezler.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

An La


Gönül taze aşk çiçekleri açarken,
Haz"An"la gelir hüzün "An"sızın.
Aşka düşenin sığınağı yar olur...

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Şiir Şaire Ayna

Şiir özgürlüktür, söz ülkesinde şairin gezintisidir. Şiir, şairin kendi duygularını veya başkalarının dışa vurduğu veya vuramadığı (herkesin fark edemediği) düşünce ve davranışları ifade etmek için kullandığı latif (hoş) bir araçtır.
Şiir terapidir, kalbe sürur, ruha afiyet verir.
Şiir, anlatma ve anlama yeteneğini geliştirir. İnsanın başarısını ve kendine güvenini artırır.
Şiir, Milli duyguları kuvvetlendirir. Milli kahramanların ve önemli şahsiyetlerin unutulmamasını dolaylı yoldan sağlar.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Mavi Sevdam


Nedensiz doluyor mutluluk içime,
Mavi bir sevdanın şokunu yaşıyorum.
Er geç bir gün sen de

Devamını Oku