mevsimler uzar saatler kısalır
hayat gülde gülün tekrarı
güz vakti miydi belki öyleydi
gülde gülün sesi
suda testilerin sesi
eylül sonu uzun yağmurların sesi
kar, kar gibi yağıyor ince ince
ipek gibi kar yağıyor özlenen
kar yağıyor haydar'ın şiirlerine
kederine yağıyor nâzım'ın
yüzüncü yaş gününü kutluyorum
kar altında kalıyor hasreti
El ayak çekilince Kevser haber ve
Damı aktardım su oluklarını açtım
bölündüm yırtıldım tükendim
Hiçbir şey senden sonra güzel değil
Ne su damlacıklarını kovalayan su kuşu
Ne ayaklarını sarkıttığın deniz
beyaz bir kuğu görüyorum denizin üstünde
beyaz bir kuğu görüyorum denizin üstünde
iki kere tekrarlıyorum bu dizeyi
sürüsünden ayrılmış yalnız bir kuğu
boynun geliyor aklıma her nedense
boynunun eğri kuğusu gelincik tarlaları içinde
küller hâlâ yanıyor yüreğimde
kar içindeki yangın bu
bir testi dolusu suyun yangını
dolu bardağın çıplak ağacın
sarışın çocukların kar yangını
kar altında kalan başağın yangını
memet fuat'a
işte canımablam bir leylek uçuyor
bir leylek denizin üstünden
değiyor kanadı seher vakti
denize, kanadında nâzım kederi
Isınan toprak, göğün ormanı, ormanın
kışları, yıldızlar ve ay, gümüş pullu
balıklar, hepsi ama hepsi yan sokakta
oturan, kırık kaldırım taşlarını geçip
denize yürüyen gövdenle barışık.
Biliyorsun, gölgeler var oluşun ya da
Yüzünü bana döndür
Böyle bakışımın nedenini sorma
Uzun tümceler ezberletirim sana
Kalın kitaplar getiririm o zaman
Dakikalar tükenir. Birazdan
Bir ömür tamamlanır
duman çöküyor gözlerinin önüne
anılar sisli, dünya küçük
balkona sığmıyor yaşanmış olan,
denizden uzakta ağaçlar, çakıl taşları,
evlerinin uzantısı kırmızı testiler
deniz kabukları gibi anlaşılmaz
durduğum yerde terliyorum mersin sıcağında
rüzgâr sıcak esiyor denizden
denizden çıkmış bir atım turuncu mavi
bir at gibi terliyorum
bir şair gibi rengarenk şiirler içindeyim
bir gün gerçekliğin peşinde fırdönüyorum
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah sevenlerine Sabırlar dilerim. Keşke daha uzun yaşasaydı da tariflerinin tadına bitimsiz,doyasıya varsaydık.