21 Nisan 1927'de Diyarbakır'da doğan Ahmed Arifin babası Kerkük'lü Türkmen, annesi Kürt kökenlidir. Diyarbakır Lisesi'nden mezun olunca Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okudu. Üniversite eğitimi sırasında iki kere TCK 141'ye muhalefetten tutuklandı. 1940-1955 yılları arasında değişik dergilerde yayınladığı şiirlerinde kullandığı kendine has lirizmi ve hayal gücüyle Türk edebiyatındaki yerini aldı. Şiirlerini Türkçe yazmıştır.
Şiirlerinde her zaman Anadolu'da yaşayan halkların kardeşliğine vurgu yapar.
Şiirlerinin toplandığı tek kitabı 1968'de yayınlandı. Türkiye'de en çok basılan kitaplar listesindedir. Yılmaz Erdoğan gibi bir çok şair şiirlerinden alıntı yapmıştır. Sert surat ifadesine karşın insanın içini okşayan şiirleri vardır. Ahmed Arif hala gençliğe damgasını vurmaktadır. Hasretinden Prangalar Eskittim adlı şiiri Ahmet Kaya tarafından şarkı haline getirilmiştir. Ayrıca Cem Karaca tarafından da bir çok şiiri bestelenmiştir.
Başta Nazım Hikmet olmak üzere, toplumcu şiirimizin ortak değerlerinin, hece şiiri, aruz ve halk şiirimizin yoğun, köklü bir sentezidir o.
Eserleri
Hasretinden Prangalar Eskittim (1968)
Bir kitap şiir yazmış
Hasretine pranga katmış
Aşkı aşk gibi anlatmış
Sus kimseler duymasın,
Duymasın ölürem ha
Aymışam yarı gece
Seni bulmuşam sonra
Seni kaburgamın altın parçası,
Seni dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi
İyi ki senin gibi bir üstad geçmiş bu dünyadan bee iyi ki iyi ki.
Kapıdan içeri girdiğinde Cem Karaca bağırıyordu; “Maviye, maviye çalar gözlerin. Yangın mavisine.” Eze eze bağırdıkça Cem Karaca yangını ve mavisini, eteklerinden mavi yangınlarla tutuşmuş bir adam hissiyatıyla ne yapacağımı bilemedim. Yapabileceğim en saçma şeyi yaptım işin doğasına uygun olarak. A ...