Taassup sahipleri, hata bilmez hatayı,
İmbisat etmemiş ruh, Hallacı tanıyamaz,
Müceddit kime denir, bilmez asıl atayı,
Hasta kalpli mollalar, ilacı tanıyamaz.
Molla bazen aç kalır, geğirir sesli-sesli,
Sırrı görmez oruçta, şöyle baksan hevesli,
Karlı dağdan kopup gelen sel misin?
Poyrazlardan esip gelen yel misin?
Rüyâlarda gördüğüm güzel misin?
Söyle bana dilber, kimsin, nesin sen?
Şu düştüğüm derde çâre misin sen?
Devamını Oku
Poyrazlardan esip gelen yel misin?
Rüyâlarda gördüğüm güzel misin?
Söyle bana dilber, kimsin, nesin sen?
Şu düştüğüm derde çâre misin sen?
Cihat diye bağırır, zannedersin mücahit,
Para tatlı gelmiştir, olmuştur müteahhit,
Gerçekten savaş çıksa, dinlemez hiçbir ahit,
Kınısından sıyrılan, kılıcı tanıyamaz.
SN:Bedri Tahir Bey,
Yüeğine,emeğine.kalemine sağlık.
Güzel şiirdi.
Beğeniyle okudum.
Kutlarım sevgili dostumu.
Başarılarınızın devamını dililyorum.
Sevgi ve saygılar sunuyorum dost kaleme......
Bedri bey o kadar güzel gözlemle bir mollayı tarif etmişsiniz kii bize söyleyecek bişey kalmamış.. rabbim bizi dini bildiğini zannedenlerden, ahmaklardan korusun... çok güzeldi, elinize sağlık, kutluyorum...
Saygılar ustam
kalbi selamlarımla...
========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Mubin-Kitap
Alan: Hasan Korkut
Üstadım.Sizin şiirlerinize Teknik yönden bir şeyler yazmam kendime göre abesle iştigal olur.Ama şiirsel ve aldığım mana itibari ile beğenerek okuduğumu itiraf ederek tam puanımla listeme aldığımı belirtmek isterim. selam ve dua ile ağabey..saygılarımla
Şiir, şiir olarak...,anlatım ve içerik, anlam olarak çok güzel...Çok doğru... Ve elbette emek.
Şiirinizi, emeğinizi, yüreğinizi kutluyorum sayın Adaklı...
Konular üzerinde uzunca tartışılabilecekler var... Aslında geçmiş tarihin değerleri olarak bilinen kişiler hakkında neredeyse hiç kimsenin yeterli bilgisi yok.
Hayatında hiç kitap okumayan, normal sıradan insanlar bile olan insanların bazı zevatlar, iktidarlar tarafından lanse edilmesiyle, değersiz kişiler değerli hale getirilmiştir.
Bugün ne yaşıyorsak, dünde aynısını yaşadık. Kişileri sevenler kadar, sevmyenlerde vardır.
Mesela; Ebu Hanife, kendi devrinde sapık,kafir, reyci diye ilan edilmiştir. Kufe dışındaki Müslümanlar onu sapık olarak bilirlerdi. Kufe içinde ise seveninden çok sevmeyeni vardı. Emevilere karşı isyan etti. Şia imamlarından Zeyt bin Ziyad'a para göndererek biatını bildirdi. Bunun üzerine emeviler tarafından takibe alındı.. Kendisi kufenin ünlü tüccarlarındandı. Sohbet için gitti dergahta hocası ölünce, etrafındakiler sohbetleri onun yapmasını istediler. O sırada doğudan gelen Türklerle tanıştı. Türkler ile Abbasi hanenadının ilkleri bilrleşerek emeviyi yıktılar. Ondan sonra kurulan Abbasiler, sonra kurulan Türk devletleri, Sulçuklu, Osmanlılar Ebu Hanife'yi meşhur ettiler.. Tarihler böyle yürümeseydi, güneydeki Araplar Müslüman dünyaya hakim olsalardı. Ebu Hanife, tarihte ya hiç anılmazdı. Ya da on iki imamamlardan birine biat etmiş, Arapların kurduğu hilafete karşı çıkmış asi olarak bilinirdi.
Bugüne tarihten değer olarak ne gelmişse, hemen hepsi, ya tarikatlarin, ya imparatorlukların himmetleriyle gelmiştir.
Kendi değerleri var mıdır? Elbette vardır. Ancak insanlar değer verişi, imparatorlukların değer verişiyle aynı değildir. Mesela dört mezhep haktır terimi, gerçekten müçtehitler bir yerde toplanmışta, ciddi değerlendirmeler yapmışta ona göre belirlenmiş değildir. Aksine, Osmanlı'yı kabul eden mezhepler hak olarak ilan edilmiş, gerisi Osmanlı'nın güdümündeki medreselerce batıl ilan edilmiştir. Dört mezhep teriminin altında yatan siyasi iktidar mücadelesinden başka bir şey değildir.
Şiiri okuduğumda, ciddi bir tarih okumasının ardından özetlenen mısralar olarak düşünmedim. Osmanlı'nın mirasından halk dilinde kalan, 'benim oğlum bina okur, döner yine okur' mentalitesini üst düzeye çıkan Osmanlı medrese şeyhlerinin anlattıklarından kalıntılar olarak gördüm...
Allah'ın huzurunda gerçekleri ortaya çıkacak, ama bugün bizim hüsnü zanlarımızla yüceltilen insanların tarihinden gerçekçi olarak söz etmek, bugün bizim için zordur. Zira kaynaklarımız karışık, birbirini sapık, zındık, kafirlikle suçlayan yapıya aittir. Fikri görüş ayrılılarıyla birbirlerini sapık, zındık, kafirlikle suçlayan müslüman toplulukların anlattıklarından hiç bir zaman gerçek çıkmaz.
Bu noktada biraz daha geride durmanın faydası olduğuna inanıyorum.
Hele suçlayıcı cümlelerin, mısraların kurulmasının talihsizlik olduğuna inanıyorum.
Uyaran, öğüt veren, nelerin yapılması gerektiğini bellirten.....Nasihat, öğüt ve uyarının bir arada oldugu güzel bir şiir ......Kutluyorum Bedri Hocam...Kalemine ve yüregine saglık....Selam ve saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta