hayat durmuş gibiydi, tüm zerrelerinde bu durmuşluğu hissedebiliyordu. bir başkasının nasıl hareket edebildiğinin şaşkınlığı içinde tüm gücüyle bakmaya çalışıyordu,aynı kendisi gibi hareket etmeden, sukunetle yatanın yüzüne.
belki görünmeyen alemi görme, öte tarafa bakma çabasıydı bu bakışı.
geçmişte sıfıra çarpılmıştı.mekan da genişledikçe genişliyor içi de aynı ölçüde daralıyordu.
bakarken onun yüzüne ürkememişti aslında.ama anlam dolu o bedenin ceset olduğu düşüncesi var ya... o dehşet hiçbir yere sığacak gibi değildi.anlama, anlatma çabası olmadan baktı.
ne kadarda kokusu gelir mi diye içine çekse de kokladığı ölü ten kokusuydu.
koku tüm bedenine yayıldı, yayıldı... uçsuz bucaksız genişleyen mekan ile beraber.
... sessiz ve simsiyah bir geceyi paslı hançeriyle yarıp,
içinden çıkardığı karanlığı avuçlayıp,
yutar gibi sustu.
Ruhum, o sarsıcı, tek başınalık hissiyle varlığımı acıtıp, kanatarak kendi varlığını iyice hissettirdikten sonra, kimsenin, hiçbir şeyin ona, parmak ucuyla bile olsa değemeyeceği yere, kendi göğüne çekilirken, artık ne okusan, ne duysan, ne görsen kar etmez o boşlukta, yükselen yalnızlıkta… bilirsin.
Tesellisi yok bu hayatın, bilgeliği bu.
Yine kuzeyin uzun geceleri gibi bir gece içim.Mevsim yaz ve gece kısaymış zerre etkilenmiyor.
Buz, ayaz,kendime sarılıp ısıtamadığım… koyu karanlık kendimi dahi göremediğim.
Yaz, sonbahar, kış elbette ilkbahar.
Nuh peygamberin hikayesi ve varlığı tüm ilahi dinlerde mevcut.
Tüm geçmişi silip süpüren, tek iz dahi bırakmayan tufan…
Geleceğe ve özellikle bugüne bakışı çeviren tufan…
zile bastı. beklemeye başladı. nasıl olurda asansörü olmayan bir apartmanın girişinde bulunurken, bir anda daha önce yaşadığı bir çok şehrin apartman kapılarından sırayla geçip, asansörlerine binip, aynı anda o apartman girişlerini ve asansör kokularını içinde hissedebildiğini düşündü.
şimdi hangi şehrin, hangi apartmanının kapısındayım diye hafızasını toparlamaya çalıştığı anda... evde kimsenin olmadığını bildiği halde ısrarla zile bastığını da farketti.
Varlıkla yokluğun kesiştiği, birleştiği, aynılaştığı anlar var.
Bu anlar, dokunduğu, gördüğü, hissettiği, okuduğu, anladığı, saydığı her şeyde ama her şeyde binlerce anlam arayıp, onlarca anlam bulduğunu sanan biri için oldukça şaşkınlık verici.
kalbim!
susma öyle
kalakaldım öylece kuytunda
aklımı gömdüm toprağına
yeşert ikliminde
yol göster, köklerime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!