Hepimiz hatırlarız eski bayramları..Özlem duyarız o günlere.Çünkü o günlerde babamız vardır yanımızda, annemiz; sokakta birlikte oyun oynadığımız arkadaşlarımız vardır.Mesela, “çimenlik” dediğimiz o bomboş ve de yemyeşil arazi vardır.Boyuna top koştururuz o arazide.Tabii ki önce bütün mahalleyi hatta birkaç mahalleyi dolaşırız..Şeker, çikolata hatta para, ne bulursak toplarız ve bir yerde oturup topladıklarımızı hayranlıkla seyrederiz..Hatta arkadaşım Serkan çıkagelir o esnada:
-Almanyalı Ahmetler çok güzel çikolatalar, şekerler dağıtıyorlarmış..Hem de yanında para da cabası.
Bunu duyan bütün mahalleliler doğru Almanyalı Ahmet amcanın evine koşar.Kapıyı çalar ve bir zafer kazanmış edasıyla herkes hissesine düşen ganimeti alır.Sonra da gülerek, kahkahalar atarak yeriz bu topladıklarımızı..Paralarımız ise okulda harcamak için biriktiririz.Zira sınıfta herkes birbirine ne kadar para topladığını soracaktır.En çok para toplayan arkadaşın tartışmasız bir üstünlüğü vardır.
Belki de diyorum.Eski bayramları güzel kılan, bizim çocuk olmamızdan başka bir şey değildi.Bütün güzellikleri kendi bakış açımıza hapsedip bencillik yapma huyundan ne zaman vaz geçeceğiz? Çocuklarımızın gözünden de görebilsek güzellikleri.Onun bayramlık ayakkabıları, elbiseleri giyerken pır pır atan o küçücük yüreğiyle ilan ettiği o tatlı heyecanını bir hissedebilsek, aslında o zaman bayramların yine de güzel geçtiğini, yine de en az bizim o bayramlarda eğlendiğimiz gibi çocuklarımızın da eğlendiğini, mutlu olduğunu anlardık..
bir değeri, bir üstünlüğü olsun
Çılgın bir aşkın tarihi
yolculukların günlüğü olsun
ama kavgalarda geçsin ömür
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta