Ah be anne! Keşke doğurmasaydın beni. Bu köhne dünyaya yeni bir insan vaad etmeseydin keşke.
İnsanlar konuşmayı annelerinden öğrenirmiş. O yüzden ana dili diye bahsederiz hep kendi dilimizden. Ben ana dilimi bile öğrenemedim anne. Herkese anlatıp derdimi paylaşmak yerine,insanlar hep ”sus dilini” öğretti anne. Ondandır konuşamamalarım.
Çocukken ”sobaya değme yakar” dediğin gibi hayatı sarma oğlum deseydin keşke! Dokunduğum her şeyin izi geçti de, hayatın izi geçmiyor be anne. Elimde tutamadığım hayatın acısı sobalarınkinden daha acı, daha gerçek anne…
Sen benim ilk öğretmenimdin anne. Keşke okuma-yazma öğretirken hayatın tecrübelerini de anlatsaydın be anne. Çocuk aklıma aldanıp anlatmadıkların, şimdi aklımı kemiren tahta kurularına benziyor anne. Oysa ne mutlu olmuştum okuma-yazmayı öğrendiğimde. Haddimizi mi aştık be anne. Şimdi satır aralarıma sığdıracak kadar bile mutluluğum kalmadı anne.
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta