“ağabeyi olmayan ağabeylere…”
uykusuzluğumu ölçüyorum, bu günlerde,
dağınık yalnızlığıyla, düştüğü çukurdan,
Ağrı Dağı’na kırgın bakan, Iğdır Ovası gibi…
evet, yanlış okumadınız,
yanlış duymanız, evet…
bir ovanın yalnızlığından söz ediyorum
her ova, az-çok yalnızdır elbet
Doğubeyazıt gibi, yamacında bir ağabeyi de yok ki,
şu Iğdır Ovası’nın,
yalnızlıktan bunaldıkça, dağın cömert rüzgârıyla yüzü okşansın…
süpürge saçlı kız çocukları,
orak günlerini çevirir, Doğubeyazıt Ovası’nda
güneş, çengele asılmış koyun budu gibi dipdiridir,
yakıcı bir yalnızlığı döndüre döndüre pişirir, nemsiz güneş,
yalnızlığı bereketlendirir,
ovayı kızdırır, hareketlendirir yumuşaklığını aç ellerin
çelimsiz buğdaylar, itinâyla örselenir…
hasattan sonra,
insan ömrünün, son günlerinin dinginliği çöker ovaya
İshakpaşa mağrur;
ağrıyan yanını görmez,
derilmiş ürüne, mutmain çiftçiye bakar…
Ağrı, her dâim kucağı dolu bir ana
yazsonu, iyi pişmiş bir yumurta gibi,
güneşi getirir ovaya…
güz tarlalarında ekim vâkti,
çipil gözlerini emziren ılık güneşle, kürt çiftçisi,
çamurlu ayaklarını sürüyerek,
iri kemikli elleriyle tohum savurur…
ova; nadasa bırakılmamış bir yalnızlığın nöbetçisi…
dağlar, nerede olursa olsun, umuda dik uzanır elbet
ama, memleketin hiçbir ovası, Iğdır kadar yalnız değildir
kapağı açık bir tencere gibi,
tepesinden eksik olmayan dumanıyla;
kaynayan bir yalnızlıktır ova,
anonim bir türküde betimlenen bir efkâr çukuru…
ovanın yalnızlığını anladım, diyelim
peki bir şehir, çocukluğunda ne yaşamış olabilir ki;
adına Ağrı diyelim?
hep ağrıyan yerini, hiç unutmayan bir hasta gibi,
acısının adıyla büyüttüğü bir dağı olmasına,
kim râzı gelir, bir şehirden başka?
yalnızca, uykusuzluğumu ölçtüğüm,
ağrıtan gecelerini sevdiğim bir dünya
en çok kaç uykusuzluğa bahâne edilebilir daha?
ille de her sevginin bahânesi olacaksa;
Doğubeyazıt’tan önce Iğdır’ı,
başkasından önce, kendimi sevmem midir,
yalnızlığımın bahânesi?
o kadar çok sevmek ki kendini;
çukura düşmüş bir yalnızlığı,
paylaşamamak, uykusuzluğunu bile…
Iğdır Ovası gibi,
benim de bir ağabeyim yok ki,
başının Ağrı’sı büyük olsa da,
kibirli bir Doğubeyazıt’ı kıskanmayayım…
2011 İlkbaharı / Iğdır ~ 9 Mayıs 2016 Pazartesi Gecesi (02:00 ~ 05:00) / İstanbul
Halil IşıkKayıt Tarihi : 10.5.2016 22:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!