Ağlıyor Gökyüzü Yine Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2519

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Ağlıyor Gökyüzü Yine

Ağlıyor gökyüzü yine, derinden derine,
Yollar titrek bir kuş misali, bekler,
Toprak susuz, hasretle bekler her damlayı.
Bir hüzünlü bayati makamı gibi, derinden,
Dinler bu sessiz güzelliği, eski evler.
*
Çatlamış kaldırım taşları, susuzluktan,
Susuz dudaklar gibi, emmişler tüm yağmuru,
Koyu bir ruj misali, öpüşüyorlar adeta,
Gökyüzüyle, derin bir aşkla sevişip.
*
Pek asabi ve hırçın, bu güz mevsimi,
Bu sonbahar, kırgın bir havada birazcık.
Şiddetli rüzgarlar, devirmiş ağaçları,
Duvar diplerine sıkıştırmış, korkakça.
Sorup duruyorlar yazın gizemini, derinden,
Hiddetli yüzlerine, vurup hışımla.
*
Meftun olmuş, sonbahar sana derinden,
Rüzgarını, yüzük gibi takmış parmağına,
Geçirmiş tokayı saçlarına, oynar nazikçe,
Sever ceylan misali, sarı tellerini.
*
Parlak su damlacıkları, bir bir dizilmiş,
İpe dizilmiş, inciler gibi sanki,
Asılıyor boynunda nazlı ve pek yavaş.
*
İntihar etmiş sanki, bazen bulutlar,
Yükseklerden kendini, bırakıp usulca,
Süzülmüşler baş aşağı, boşluğa doğru.
Pek hoş görünüyor, adeta gözlerinde,
Bu ölümü bulutların, ne kadar garip.
Bir yağmur damlası, çokça ürkmüş ölümden,
Korkmuş baş aşağı, yerlere düşmekten,
Sıkıca tutunuyor, kirpiklerinden.
*
Düşüp de avuçlarına, yalvarır sana,
Sessizce ve inatla, der ki yalvarıp:
Götür ellerini hemen dudaklarına,
Isıt nefesinle beni, can ver yeniden.
*
Gerçekte ıslatmaz, yağmur seni asla,
Aksine, yağmuru ıslatan derinden,
Senin gözyaşların olur, bilmelisin.
*
Vurur, vurur bulutlar yeryüzüne,
Darbelerden sersemleyip bayılır,
Baygın düşer yollar, serilirler yere,
Ayaklarının altına serilirler usulca.
*
Kapını döver, rüzgarlar şiddetle,
Sonra, yaramaz bir çocuk gibi kaçıp,
Uzaklaşırlar hemen, babalarından korkup,
Kaybolurlar ansızın, sessizce uzaklaşıp.
*
Çokça sever, sever seni bu sonbahar.
Uyanınca sabahları, bu ne güzellik Tanrım!
Çiçeğe dönüşmüş, yağmur damlaları,
Pencerene gelirler, herkesten daha çok,
Yapışmışlar güzelce, senin camına.
*
Şaşmış inan, bu sonbahar rotasından,
İpinden çalmış rüzgar, gömleğini birden,
Dikkatlice onu, asmış nar ağacına,
Çekip kendine doğru, kokunu almakta,
İçine çeker, derinden senin kokunu.

Ararsın, ararsın yazın, kalmış son ayını,
Nasıl geldi peki, Ağustos'ta bu sonbahar?

Benim ta kendim, belki de o sonbahar!

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 13.7.2025 13:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!