Ağır bir uykudasın, yatağın dar bir kıyı,
Soluğun bir fısıltı, kayıp bir gökyüzü yayı.
Kırmızı güllerin sükûtu, havada bir ağıt,
Sensiz geçen her salise, ruhuma kör bir kayıt.
Gönlümün kafesi yırtık, açılan bir geçit,
Ne kan ne de pınar, hayatın özünü akıt.
Ömrüm feda olsun, kalbimin her cüretine,
Canım canına eklenir, dönüştürür şiddetine.
Senin ıstırabın, benim de ezeli sırrım,
İki bedenden çok, tek bir soluğuz, bilirim.
Bırak ki, bendeki ne varsa, sana doğru süzülsün,
Sen var ol ki; bu dünya yeniden düzelsin, çözülsün.
Gözlerin kapanıp da yorgun düştüğü anda,
Atan her nabzım, senin için bu zindanda.
Beni sana bağlayanı, teslim ettim istekle,
Yaşa ki, adın anılsın, kalpteki bu destekle.
Zaman, bu perdenin içinde, durup taş kesilse de,
Harici âlemin gürültüsü, ne fark eder ki bize?
İncecik bir çizgide, tek bir umutla yansın,
Yorgunluğun perdesi, sonsuzluğa uzansın.
Bitmesin bu yemin, kopmasın bu narin bağ,
Gözlerinde yeşersin, taze filizler, karakışta dağ.
Avucumda titreyen, o narin nefesin sesi,
İşte şimdi tamamdır: Aşkın en kutsal bestesi.
Kayıt Tarihi : 22.10.2025 11:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!