Ellerin koyu renkli yüzün gibi esmer
Bir ağustos sabahı gözlerin
Bazen mevsimlerin duraklarında
Akşamı bekleyen bahçıvana benzer.
yalın dupduru ve yemyeşil.
Ağaçların kuruyan dili
Bir manastır bahçesi veya kilise
veya çiçekleri solmuş hazin bir bahçe
Ay düşerse şayet önlerine ikindisi yaklaşmış bir gün gibi
Gemilerde tayfaların sözleri değildir sözlerim /biline..
Okyanus ne kadar büyükmüş denizden
Gün ola harman döne...
Yüksek binaların haylaz çocuklarıdır kediler.
Şahidim var hem siyah yürekli /ki binlerce karınca yuvasında bekleyen avare.
Şiirlere bir bardak akıl dökenler veya us
Kelebektir kanatları veya henüz naylon fatura
Darağacında sıska bir vücut
Dağarcığında tuzlu kemik kurusu
Ve hokkabazların melon şapkası
Ve ufukta görünen sinsi bir umut..
Zangoçların ilelebet şarkılarıdır güneşle batan kırmızı
şarap, kadın ve kadeh..
Bunu renk körlerine sorun
Bir bahçe b.r göl birde deniz
'İ' harfine takılır matador..
zannın girdabına düşerek.
Yük vagonlarını seyreden arkadaş;
Bilmez misin? 'gemilerde talim var..
Bahriyeli.....'
Dillerde pelesenk turkuaz.
Kayıt Tarihi : 17.8.2007 14:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Derin imgeleriyle şiire farklı bir tını ve söylem katmektadır..Bu yüzden şiirlerini ayrı bir zevk ve heyecanla okumaktayım..Kaleminize yüreğinize sağlık..
Tam not!
Zaten sözü edilen bir şair İbrahim Bey. Söz konusu edilmekte de haksız değil.
Bize almak ve teşekkür etmek düşer paylaştığı için.
Saygılar...
TÜM YORUMLAR (2)