Beni benden kim alabilir ki?
Zimmet kayıtlarımı silerek habersiz
Eprimiş bir dantelin sararmış püskülüne
Suya düşmüş bir inciyi takar gibi bedelsiz.
Üşürken saçlarım düşlenmiş bir busenin neminde
Tanıdık bir ürperme batıyor tenime belli belirsiz.
Kurumuş olsa bile, duruyor işte yerli yerinde
Gecikmiş yaşamımın yaşmağındaki şu tuzlu iz
Yaşanmışlık var serde / sadece yaşanmışlık / hepsi bu
Elim tokmakta kemiksiz, tuttuğum kapı tokmağı ise zilsiz
Olsa da / Aşınmış kapı eskilerine tutkunluğum sürüyor hala.
Kısaca / Her şey yerli yerinde / ne ola hancı? / nedir derdiniz?
Neden soru işaretlerini taktınız ki serçe parmağa
Diğer bütün parmaklarınızdan izinsiz?
İyisi mi...!
Bırakın dinlensin koynunuzda gül suyu ile yıkanmış elleriniz
Ne bu gülün yaprağını yolun,ne de bu kentin adını sorun
Yanılıp ta kumsaldan ayak izlerimi silerseniz.
Zavallı Yengeçler yuvasız ve öksüz kalır bilesiniz
Ne ben isterim bozulsun tadı son deminde beş çayımın
Ne de siz! kocaman öğütleri pey sürerek oyuna
bu koca gövdeye işlemiş yosunları yerinden edersiniz.
Eğer,
Tam yemin bozduğum anda / ve / günah çıkardığım yerde
Zimmet dosyalarımı önüme sererseniz. /
Bir daha asla kavak yellerini asmayı başaramam saçlarıma
Ve bir daha asla deli divane aşık olamam
işte o zaman
hazanımın sarılarına keskin bir bıçak gibi girersiniz.
Ama,....şükür ki artık... irisimin yeşilindeki sis, siz değilsiniz
Susun...!
Tam şimdi.... eski ben’in yola çıktığı iskeledeyim işte
Yeniden asılacağım küreklere / üstelik bu kez / yelkensiz.
Uslanmak benim işim değil
Ağacı ancak.... yaş ise....... eğersiniz.
Kayıt Tarihi : 13.12.2004 16:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!