ölümden falan değil korkum
toprak kokmak güzeldir
benimki merak
acaba
nasıl bir ağaç bedenime kök salacak...
..
hani bizim askimiz, bir dag gibiydi kimse deviremezdi!
hani bizim askimiz, bir agac gibiydi, kimse sökemezdi!
hani gülüm bizim askimiz, ay ile yildiz gibiydi, kimse söndüremezdi!
megersem, bizim askimiz, bir mum gibiymis, cakmagi cakinca yanan, üfleyince sönen, eskiyince degistirilen..
..
Ağaç ağaçtır
Kuş da kuş
Ya içimdeki ürperişler
Çetin Özdemir 10.06.1984 Karacabey
..
Yalnızdım Ağaç gibi
Yalnızlığı tanıdım küçük yaşta
Kimsesizliği
Öksüzlüğü
Tek Allah dost
Dünyada ve ukbada
..
Köklerinden hasret ile tutuşan
Düz ovada iki ağaç gibiyiz
Sonbaharda gökyüzünde buluşan
mevsimlik göçmen kuşlar gibiyiz
..
Aynı ağaca konduk ama
hiç muhabbet kuşu olmadık biz
ağaç küstü bu duruma
hiç oralı olmadık biz
..
Bir ağaç vardı yolun kenarında
Yaşını kimseler hatırlamazdı
Gelen geçen gölgesinde konaklardı
Yapraklarını esen rüzgarada savururdu
Kimileri onu ziyaret olarak düşünmüştü
Çaputlar bağlamıştı dallarına
..
Ayıpların örtücüsü ihtiyaçların kadısısın.
Hak mı verdiğin yoksa haktan mı istememi istiyorsun daha fazlasını. Hak için yalvarmalı mıyım sana, yoksa iç sesime mühür vurup susmalı mıyım ağzım içime doğru eğik? Senin gücünün tecellisi buyruk olup deşsin bedenimi.Ya ver,ya al sözü benden.Beyin hükmünden vazgeçti gönül seni gördü göreli.Kara balçık otlandı,çöplendi de ama ağaç çiçek açmadı baharda.Buyruk ver sırrına vakıf olayım,sırrım çıksın ortaya.Yüzlerce mabedi görüyor karanlık gözlerim de bir kendi mabedime tutsak bedenim.Çöz ellerimi azat et bu kölelikten, gökteki ışıklara kayayım.Bir zöhre yıldızının parlaklığında cemâline bakayım.Ah gül yüzlü yar.Dikenini çıkar artık bağrımdan..Asyacan…(Ayıpların örtücüsü ihtiyaçların kadısısın kitap çalışmamdan.)
..
Nice sözcüklerin nice mısraların tutsağı oldu yolumuz... Ötesine gidemedik! Hayaller içinde çırpındık umutsuzluğa inat inatla... Kendi hıçkırığımız umudun sesi oldu yüreğimize... Yetindik... Nice insanlığın sevgisiyle yoğrulduk nice düşlerin... Bir şiir yazdık bin şair olduk... Tükenmeden dirhem dirhem... Kendimizi aradık çıkmazlarda, karanlıkların hüküm sürdüğü ellerde… Bir sevda olduk denizlerin en kuytu mavisinde bir fidan diktik dağların en acımasız karasında… Yalnızlığımızı savurduk göklere sığmadı! İsyanların ateşine kıvılcım oldu varlığımız yetmedi! Bir nefer misali kanatlandık umut güvercinlerinin kanadı kırık ülkesine… Ve nice sevdalardan döndük uçsuz bucaksız yollardan nice ağlamaklı özgürlüklerden… Vazgeçememezlik hüküm sürmüştü titreyen gözlerimize… Yeniden öfkelenip kuruluyordu düşlerimizdeki dünya… “Ne güzel her şeye rağmen yaşamak” diyordu dudaklarımız… Ve biz denizindeki bir damla ben… Selam olsun yüreğimi şahlandıran umut dolu insanlığa… Selam olsun yüreği ağaç olmuş fidanlara…
..
EK
Ağaç ek meyvesinden faydalansın insanlar,
Adam yetiştir gelecek asırlara ışık tutsunlar.
..
Yorgun bir rüzgar esiyor
Kederleriyle umutlarını eritmiş,
Savurarak etrafa hayallerini
Yorgun bir rüzgar esiyor...
.
Yorgun bir ağaç ağlıyor,
Dökülen yapraklarının ardından,
..
Nerede kurumuş bir ağaç görsem
Bir dileğim olur dallarına
Kavrulmuş kabuklarını okşar
Alnımı dayarım yorgun baharına
Gençliğimi anımsarım...
..
Şu ağaçlar,
Hiç yorulmaz mı,
Ayakta durmaktan?
Ve insanlar,
Ağaç gibi bir ömür boyu...
Mutluluğu beklemekten?
..
gece oldumu
doğanın sesini dinlemeye dönerdim
yapraklar kuşlara
kuşlar uykuya yüzünü
döndümü
gece sabaha doğru
ışık ağaca dönerdi
..
ÇOBAN VE AĞAÇ
Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak: 'Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık'.
Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, babasından kalan Kur'an'ını okumaya koyulurdu.
..
Ağacı üstünde elma, şehvetidir kadının-
Parıltılarla asılı, güneşten maskarası.
Ağaç, kesmiş soluğunu kadının; yeltenip
Yükselip üstüne dal dal, dilsizce dilli sesi
Çıkıverir gözlerine bir karartı perdesi.
Kadın tutsak ağaca ve yeşil parmaklarına.
..
İnsanın yüreği toprak gibi olmalı....
Yüreğinde doğurmalı herkese sevgiyi,
Büyütmeli, doyurmalı...
Gerektiğinde öleni gömmeyi bilmeli
Gerektiğinde hayat vermeyi...
Her sevgi için bi tohum yeşertmeli
Büyütmeli itina ile bakmalı her geçen gün...
..
Gülüşün baharı anımsatır
Bense içinde solgun bir ağaç
Dökülen yapraklarım değildir
Sana hasret kalan sevgi tomurcukları
..
Meyve veren ağaç taşlanırnış,
Sen benim meyve ağacımsın.
Bazen hayata yeniden başlanırmış,
Sen benim meyve ağacımsın.
..
adamliği beceremedim
ağaç oldum
kuşkonmaz ağacina
kuşlar mi konar TANRİM!
..