bulamadım seni güney şehrinde
efkar basmıyor gönlüme, zihnime
arıyorum umut bağlamadan varlıgını
kayıplardasın adreslerde, alıştım yokluğuna
gel! dünyama karalar bağlamadan
en büyük hata mı? sana aşık olmak!
karamsar olmak! izini sürerken
Sibirya,Afrika ormanlarına yuva mı kurdun!
bulamıyorum teknik cihazlarla sevgilim seni
bu kadar severken endamını,gül yüzünü
..
cevherimiz Afrika elmasında
paha biçilmez yeğane
misafir ağırlama vefa borcundan
öğünleri servis etme
gönül-köy haznedardır
tek başımıza değil
her nereyi aşiyan tutarsak
onun,kendimizin duasıyla
erdem ve sabır gemisinde
devri alem nasip oldu
..
tükendimi onca vaadler
Ey! sevgili amcazadem
ey! masum kalpli sevgili
gizemli takatim-sevgim
her damarımda
geziyor bir akım gibi
bunlar Afrika kelebeği gibi yorgun
sevgi gülleri solar mı!
Nisanın Yeşil bahçesinde
bulunur mu! kırmızı güller
..
Avutuyor resmi yanımda olmadı! ! amcam
otomobili doğunun dağlarında ovalarında
Sıcaklar bedeni uyuşturdu soğuk pınar
Çağlamıyor osmanlı zaferlerinden artık!
Gövdeli söğütler yıkıldı gümüş nehire
..
Hayalimdeki sevgili Diyarbakır 'dan
Vuslat şehrinde orkideli evimde
Afrika sarmaşığıdan daha kalın
Bütünleşmişiz renk dünyasında
İki sonsuzluk arasında abanmışım aşk merdiveni gibi
Bitkin düşmüş nefesimiz
Bir aşk terennümünün ateşinde
Kavuniçi rengi leylak pembesi
Haleden daha geniş kuşatıyor ikimizi
Hayatın dokusunda ihtivası
..
Nerede mersin yeşili vadimiz
nerede zeytin yeşili bağımız
nerede sude yeşili malikanemiz
nerede her tehlikeye siper yürek
nerede şefkatiyle yanardağı
..
yalan önceden sevda yalan
bağladı Afrika sarmaşığı gibi
koza sertliğinden daha fersiz
gönül sevdam ne zaman varacak
sevgilinin uzak sarayına
hep yoksulum sevgisinden
sevgimi esir etti kendine
samanyolu var arada haber beyhude
sevmek kavuşma olmadan kaderimde
özümde tutulmaz sevda
..
feda olsun onun gibi sultana
o gonca kalpte
gönül celladından merhamet umarken
neleri götürdü gaddar zaman
farkındayken yanar gelmiş zaman
kalem mürekkebi yeter mi!
sevgi nimetini saymaya
uğruna çileler sırdaş oldu
-sevgi varya gönülde ölmeyen
gönül kalesinde sultan
..
binbir gece masllarında
uçan halı kadife ikimize
Meryem çiçeğinden tütsü
dalga dalga gider mehtap gözüne
bu büyünün pençesinden düşemeyiz
Rambo gelse Güney Asyadan
kurtaramaz bizi Turuncu sevda kalesinden
gönlüm dağlandı Lale devrinde
Sevenler muhabette Afrika ceylanı gibi
Nasıl! O İstanbul O Tarihte
..
Döndü mevsim göç vakti
Sonu geldi.çetin günlerin
Sonu geldi yaman ayrılığın
Bir gökyüzü mavisi yolun
Çağrısı yüksekle özlemle
..
demir atmış sonunda limanına
o eski geniş hanesiyle
Zengibar adasından gelen gemi
okyanus-deniz dalgaları
yıkadı bir havuzda gibi güvertesini
seyir hikayesi İskenderuna kadar
seviyoruz beklenen duygudan öte
geçen yüzyılda getirirdi dostları
özlem sevgi mektuplarını
ovamızda yetişmeyen meyvayı
..
gür akan Fırat nehri
uğrak köprü şehrin içinde
gidiyor,gidiyor Bağdat şehrine
sahilinde fundalıklar,söğütler
özel bahçeler,ökalüptüsler
yarı Afrika ormanı benzeri
amcazademle geldik otomobille
ilkbaharın son gününde
seviyoruz yaban kazlarını yüzerken üzerinde
kaygısız, mecburi alıştırmasında hareketlerinin
..
İMKANSIZ VUSLAT LİMANINDA
Resmin baktığım her hücrada
Sevdam berrak tatlı çağlayan
Aşkım o yaralı geyik dönmez yaylaya
Derelerin suladığı orman gülleri
Kalbimizde açınca bir kuş gezer vadilerde
Seni öptüm büyük özlemle
Tensel arzular haddini aşınca
Sarıldım Afrika sarmaşığı gibi sinene
Şekerrenk ağzın amber madeni
..
erenlerin,dervişlerin güzergahında
biçare oldum,gark oldum havuzunda
özünde parlayan nuru var
gelen meleklerden kudret sırrı var
dört imamın nazarı aslen var
mürşidin velisi,mollanın tevbesi
feyiz dolu etrafı geceler boyu
hak ismi dalga dalga kubbede
herkes bilmeli ahvalimizi
nefis mücadelesine yaman gideriz
..
ölüm al ruhumu incitmeden
ilk doğduğum günahsız zaman gibi
mevlamızın emrisin insanoğluna
kaçınılmaz güçsün seni şerefle karşılamalı
haber ver sükünet muhafızken bahçemde
korkum insanoğlunun hercai vaadleri
etkileşimde onlarla günah havuzumun taşması
Afrika menekşeleri açılsın
çamaltı mezarımın kumlarında
azabım buhar olur çiçeklerinde
..
bahçende açılsın şeker pembesi lale
nisanın mavi gökleri saydamken
o cennet kuşu gelir mi pencerene
sevgin sevgisine yağmur olunca
kalbinde sevgi dünyası alevlenir
kasım bulutlarından düşer umutların
üzerinde kar tanesi olur yakanda yaldız
beklediğin iki kıyısı selvi yollarına
hayal ettiğin sevgi sözlerini eritir
seninle gelecek kasımpatı açarken
..
hepimiz düşkünüz hayvanlar alemine
savanlarda can çekişen gazelin
o vahşi aslanın ağzında
yüreğimiz kanlanır acıdan
imkan olsa engellemek en katı sevgiyle
kurtarmak mavi nilin kıyısında
kestane rengi ceylan yine tehlikede
savunmasız anneden uzak
kaçınılmaz vahşi doğasında adımlarken
tehlike bir rüzğar görünmezliğinde
..
sinemde canparem, evladım
ne kadar masum
ne kadar uzak
her hadiseden,gözden
ağlar yakarak içimi
..
otuz asır önce
Zegma çingene kızı
üzüm bağında hüner elini
öğle güneşi yakmadan
severdi salkım hevenkleri
o kız şimdi Antep müzesinde
tepeden Fıratın gür suları
giderdi körfez denizine
ikindi sonrası serindi
söğütler sırdaştı asırlarca ona
..
Alimlerin nasihatı!
Bir duadır.yalvarma
Afrika altınından paha
nasihata nasibi olmayandan
gönül yarasından litre kan akar
nasihat bir yıldızdır
onların sade sarayında
geç kalınmasın bağrında
duası bahtiyar eyler
kor yanan gönülleri
..
gidiyorum beklemeden güzerğahıma
yalnız olmadan karasevdam canımda
bir coşku çağlayanı var
benliğimi rahat bırakmıyor
her ihtiyacı alıp götürmeyceğim
gayem gezi son limana
yalnızca amcazademin parası ve sevgilim
ikisi bana nimet neler olsada yolumda
kaderimde bu iki hazine
mahrum yıllarım çoktan geçti
..
Ben ailemi
kaç ülke gezerek
mutlu etmişim
dargın olsamda yıllara
benden neler çaldıklarına
kaç gün kayboldu
giden, tutulmayan sene
bir oğlum bayez buluttan beyaz
sarılırken gövdeme
yarı Afrika sarmaşığı gibi
..
sevda sevgiliye önce kolay göründü
sonra müşkülleri savurdu umutlara
bitmeyen iki tarafı çiçek yollarımızdı
kuş yürek kedere teslim oldu
kısa zamanda olsa-mevsiminde
yol -sevgili düşkünleri yolun uzağında
sevgiliye giden güzergahlarda istarahat olur mu!
nasıl zevki-sefaya dalar kalplerimiz
her arzu-niyet-dilek heder oldu
Afrika dünyası nasıl terkedilemez
..
sonunda başladı gökyüzünden
özlemle beklenen,zengin
yine bir nisan yağmuru
günlerce penceremi yıkadı
mozaik kaldırımda duran
4x4 Kia sorent otomuzu
bahçemiz rengarenk
Afrika menekşesi,akasya,badem,elma
kayısı,yasemin çiçekleri nazlanırken
düğündeki gelinlerden daha güzel
..
seni sevdim volkan ateşi gibi
o doğduğum şehirde olmasada
seviyorum nehir sularında
senin doğmadığın şehir düşsede
beni kendine getiren çayırda
müjdelenmiş mübarek kalıyor
kavis yolundan giderken
veya gelirken söğütlerin
asmaların seinliğinde
dualar ilk ve sonbaharın
..
sahilde iki kat evleri
yüzyılda bir olur böyle
koyu aşık olan, evlenen çift
sevgilerini yazabilirler mi! ! ! mektuplara
diller dalga dalga söyleyebilir mi! mikrofonla
hazineler paha biçebilir mi!
kıymetinin orantısını!
Himalaya dağlarında gizli mücevherler
bir yana,beraber olmakmış
amber esanslı odada
..
önce fakirlik ve kuraklık
yarasını derinden akıttı
yanık duvarlı kaplarda
birde kalpler yanık,bağrı yanık
bir döğme,bulgur katık altın külçe
sıcak Afrika boynuzunda
bir velinimet bekler esmer eller
her imkan var. Mavi dünyada
gök cisimler fethedildi.
devletim hariç kimse dert etmedi.
..
uzak ülkelere mi yolculuk
bir han olmadan
savaşcıların geçtiği bu yolda
bir çadırda konaklarım
tüm haşerelere rest çekerek
beni götürecek fikrin esiriyim
yanımda Singapurdan sevdiğim
tan vakti olmadan alırız
sabah namazına eda
kumlu nehirden belki
..
elinin sevdiği suya hasretiz
sadece bizler yetersiz Afrika çayırlarıda
istiyor! seraplar insanoğlunu aldatsada
o sevgililer gibi! sonu her ikisi
buluşacak ya sevinçle ya kederle
kelebekler ilkbaharı renklendirsede
durağan ömür arefeleri bitsede
günahlarımla meclisinde olacağım
sesini duymak ve bilmek kaç ömre bedel
heyecen ve sevinçle
..
nereye! aman' muson fırtınasına düştüm
her şey yıkıldı gözlerimin önünde
dalgalar götürdü aşkımın incisini
sevmek seni yılların sarayında
sana benden önce kimse
sevebilirmi kalbim,özüm kadar seni
suçmu! ! ! kürek cezam Sibirya olsa
seni sevmek bir gülün goncasında
yada palmiyenin zirvesinde
muhabbet kuşun yuvasında
..
Her şey bitti yalan oldu
ne söz kaldı ne servet
bir krizantem bile kalmadı
ben hep söyledim başkanıma,siyasete
sevda vardı! bu yolda! sevda ölmedi! kalbimizde
..
o ağaç çok uzakta
ekvatorun alanında
o tropikal yağmurla sırdaş
o tropikal yağmurdan hayatı
hangi asırda keşfedildi bilinmez
komutan Bayram Amenin çayı
sütten üç kat-muzdan on-etten arı
bir vitamin haznesi reçinesi
arı sütü-yapraklarında-kök filizinde
uzun bir Galata kulesi endamında
..
sevgimi erozyona uğratanlara!
sevgilimi benden alanlara!
sevğimi harcadığıma!
sevilmeden sevdiğime!
bulamadığım hazineye!
Yeni Zellanda ülkesine!
beni götürmeyen uçağa!
ayrı günlerime sevgiliden!
Marekeş atımla gittiğime!
Turu -sinada kalamadığım yıllara!
..
karasevdalılarının kalp ateşi
yanmakmış yıllarca sevgiliye
ömürleri geçiyor kül eden hasretle
bizde yolcu değilmiyiz
onlarla o ahirete
gidelim o zaman sevdalılar
belgeselde gördüğümüz
suları koyu yeşil kenar çayırlardan
sütbeyaz çağlayan
Beyaz Nil havzasına
..
yazmış yaradan alnımıza
kendimize alışmadan,kanmadan
ekmek kavgası neden!
ayrılık zoraki yollarımızda
benimsedik gönlümüz harap
krizdeyiz şimdi,bir şey gelmez elden
neymiş bu hasret ateşide eklendi istemeden
gönül hep yaralı Düden çağlayandan ileri
narkoz olmaz derdime seri!
her imkan varken dünyada
..
u, Güney Doğu anayurdum
hammaddenin cevheri sende
endüstri,dini islamın katmanı
mihenk taşı burada dikili
diğer bölgelerin vitamini sende
Şeyhlerin en üstünü geldi sende
misafire sofra ayranıyla balıyla açık
hiç farketmez Mevlanın söylediği
kim olursan gel silinsede namın
ecrin yükselir tepelerden geçerek
..