Bir kadın var hayalimde, yıllar öncesinde...
Takvimde ki tarih yetmişdört
Kadın da varsın olsun sanki otuzdört
Ona sorsan en güzel yaşı
Acaba güzellikleri yaşamışmı...
Mevsimin son hazanı, havanın en ayazı
Bir gün biri girer hayatınıza ters yüz olursunuz
Sonra o biri çıkar gider alt üst olursunuz
Ama giden her şeyi alıp götüremez
Siz kalanlarla sağlama yaparken
Bütün uzuvlarınız sizde dahil ikiye bölünürsünüz
Yarısı öyle der diğer yarısı söyle der
Bu kadar zormuydu,
Yitik umutlarımı ihya etmek..
Yada bu kadar mı kolaydı,
Cevher gibi sakladığım,
Masumiyetleri mi ertelemek..
Dilin oya gibi işlerken, kelimeleri ruhuma,
Ha bahçeden erik çalmışsın Ha birinin hayatından zaman
İkisininde kefareti ne tövbeden ne yazılmamış sevaptan
Böyle öğretti bize üstat;
Şefaatin geçtiği yol Hak'kın affından önce kuldan
Bana "çocuk gibisin" dedin ya
Bak işte bu doğru
Gel sen öldürme o çocuğu
Seni içimde büyüten oydu
Sanmaki bu şehir sensiz yoldaş bana...
İki dudağımın arasında tadın
Tenimde kokun var halâ
Menekşelerin ahı mı var
Haziran yağmurlarına
Her an susmaya mevzilenmiş
Her biri sabırsız, her biri birbirinden zâlim
El aman diyor düşlerim, sözden anlamaz hâlim
Ab-ı hayata kanmış bir kere dilim, uslanmaz dertteyim
Geçip gitmeden alın başımdan dostlar
İstediğin kadar görme onu, duyma sesini.... İstediği kadar kaçsın gitsin senden, istedikleri kadar ayırsınlar koparsınlar; ne eksiliyor ne azalıyor sevgi... ne unutuluyor sevgili ne vazgeçiliyor sevmekten... Kalp herkeste var ama, yürekli olmanın yürekli sevmenin gerçek sevginin mahsülü değilmidir bunlar? ..
Ne yerine koyabiliyorsun, ne yerini doldurabiliyorsun.. Kaç el gezinsede teninde, kaç göz süzsede seni, kaç dil söylesede kalbur üstü sözleri, olmuyor azizim olmuyor... Yüreğinde olanın yerinde olmuyor hiç bir şey...
Kırılsanda, dökülsende, darmadağın olsanda öfken dilindedir ama aşkı gönlündedir...
Bak hayat; fazla oynama benimle
Bildiğim tek oyun zaten "körebe"
Ne esas kız ne esas oğlan
Ben hep kör oldum sen ebe
Bugün "Dünya Kadınlar Günü" ya, gün boyunca yetkili kurumlarca, günün anlam ve önemine dair bildiri yayınlanır,
konuşmalar yapılır, bazı açılışlar bugüne bırakılır, konserler düzenlenir, çiçek böcek dağıtılır, promosyonlar ve reklamlar uğruna kadın yine vitrin olarak kullanılır. Kokoş hatunların göstermelik vakıfları ve dernekleri sidik yarıştırırlar bugün ve sonra "acıların kadınını" seçerler... yılın kadını, yılın anası, yılın sevgilisi, yılın bacısı seçilir ve bir paket mandal hediye edilir çamaşırlarını assınlar diye!
Bir güne sığdırılan yılların birikimi vardır aslında... Daha henüz kadın olmaya aday bile olamamış kızlarımız genç yaşta çocuk yaşta bu kimlikle tanışırlar, baba zoruyla, gelenekle görenekle elin yaşlı başlı adamın kucağında çocuk kadın olurlar, bunu da masumlaştırmak için yanına "gelin" sıfatı eklerler...alın size "çocuk gelin"
Ha biter mi gelin tacıyla kadın olmanın çilesi, sonra kendi kucağında buluverir birlikte büyüyeceği bebesini... Gün ağarmadan tarlası, sırtında küfesi, küfesinin içinde bebesi, bebesinin ağzında yalancı memesi... evde çorbası aşı, akşama kocasının yatağı ve dayağı...




-
Kubra Nur
-
Deniz Utku
Tüm Yorumlarsen iyi bir dostsun.sen sevgi dolu şiirlerin şairisin.sen acıların tarifisin.sen annelerin en güzelisin.sen benim sırdaşımsın.iyiki varsın.ömrün uzun olsun.yüzün hiç solmasın.
şiirlerini gerçekten çok beğeniyorum.şiirlerin içtenlikle yazılmış olduğu hemen anlaşılıyor.tebrik ederim kendisini.