Balıkesir’de Ali Şuuri İlkokulu karşısındaki boşlukta eski ayakkabı tamircisi kır, pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet (Alkalp) dede vardı.
Çanakkale'yi ziyaret ettiği bir gün ağlayarak şu hikâyeyi anlatmıştı bize.
- Rahmetli babam Hafız Ali Çanakkale'de kaldığında anamın karnında yedi aylıkmışım. Onu hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yok. O günler çok zor günlerdi, seferberliğin sıkıntıları, kuvayı milliye zamanı, işgal yılları, kurtuluş savaşı... Yokluk sıkıntı...
-Çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntıyla geçti. Anam rahmetli benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta, her nereye giderse gitsin yanıma gelir ve
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta