Sen olmasan,
Sevgi üzerine şiirler yazamazdım.
Kalbime girdin,
Geleceğimin ümit yolu oldun.
Her sigara yakışımda,
Aklıma bir sen gelirsin.
Birde,masanın üzerideki
Maltepe sigarası...
Tutupta,
Sigaramı yakmak için
Hayat bir krallık
Bende bir kral.
Sen beni ben seni
Seçtikten sonra.
Kimi çok seviyorsunuz ve neden? Hiç düşündünüz mü? Aklımızdan kimler geçer kimler ama nedenine bir anlam vermek o kadar zorki! Gençleri görürsüz sanatçı konserlerinde adeta kendilerinden geçmiş gibi bağrışırlar. Neden? Sanatçıya bu kadar düşkünlük ve bir sevgi gösterişimidir yoksa onun üzerinden kendisine sosyal prestijlerini mi yüklemek istemektedirler. Eğer bu büyük bir sevgiyse neden konser sonrası anıların içinden dahi çıkamayacak derece kaybolur gider.
Sevgi diyince hemen dünyevi sevgiler gelir akıla. Birini sevmek, âşık olmak onunla devamlı beraber olmak. Neden ve nereye kadar. Amaçlanan dünyevi arzu nedir? Bakarsınız çok sevdiğiniz, aşkınız kötürüm oldu. Bu sevgi devam edebilecek midir? Yoksa yerini acımaya mı bırakacaktır. Yâda hızla çok sevdiğiniz kişiden kaçılacak mıdır?
Sevgi paylaşmak mıdır? Fedakârlık mıdır? Anne ve Babamıza duyduğumuz sevgi, onların bize karşı gösterdikleri fedakârlıklardan mı kaynaklanmaktadır. Korunmaya ihtiyacımız olduğu zamanlarda hep yanı başımızda olan Anne ve babalarımızı çok sevdiğimizi söyleriz.
Ancak onların yaşlılıklarında ve zor durumlarında onlara ne kadar sevgi ve fedakârlığımızı
Gösterebiliyoruz. Ancak o zaman bizde var olan sevginin ölçüsünü değerlendirebiliriz. Sevdiğimizin bütün zorluklarında, bütün kötü durumlarında onların yanındaysak sevgimizin tezahürünü gösterebiliyoruz demektir. Ayrıca insanların mutlu olmaları içinde mutlaka sevgiye ihtiyacı vardır. Sevilen insan hayata daha pozitif bakar ve hayattan zevk alır. Ama sevgisiz insanlarda görülen yaşamdan bıkkınlık, hayata küskünlük ve hayatta başarısızlık durumlarına sıkça rastlayabiliriz. İnsanoğlu çocukluğunda eğer sevgiyle büyümüşse sevmeyi, şiddet içinde büyümüşse şiddeti öğrenir.
İnsanlar neleri niçin sever? Önce sevginin temelinde duygusal yakınlık, akrabalık bağları, ilahi duygular, insanların birbirine karşı yakınlık duyması ve birbirine yaptıkları koruyucu duyguları, birbirlerine karşı yaptıkları iyilikler sevginin ortaya çıkmasında etkili olan unsurlardır. Mutlaka her insanda sevgin tezahürleri vardır. Ama birin sevdiği kişi, diğeri tarafından sevilmez. Bu da insanların birbirlerine bakış açısında gizlidir. Birine karşı iyi olan diğerine karşı iyi olamaz. Yaratandan ötürür yaratılanı sevmek, yaratanın yarattığı bütün mahlûkatı sevmek, aslında yaratanı sevmekte son bulur. Yaratanı seven insandan kötülük bekleyemeyiz, çünkü o yaratanının emirlerini yerine getireceği için kötü hal ve davranışlardan sakınır. Genelde sevgi yüklü insanlar pozitif enerjiye sahiptirler. Hayatı sevgi bahçesi yapmak onlar için önemli bir amaçtır. Ama bahçelerde dikenler her zaman var olacağı için, sevgi her zaman kazanamayabilir. Ama mutlu yaşayabilmek için ve çevremizdekilerle mutluluğu paylaşabilmek için sevgimizi yansıtmalı ve paylaşmalıyız.
Yeniden başlamalıyım hayata,
Bildiklerim bana kalmalı
Öğrendiklerimi veremem.
Bana kalmalı ama....
Herşeyiyle yaşamak.
Ekmek yiyip, suyumuzu içenler
Neden onlar kraldan çok kralcı!
Biz olmuşken bu vatanın sahibi
Yolcu güler,Neden ağlar ki hancı?
Hancı bilki gönüldeki güç sensin
Unutursun biliyorum,
Unutursun.
Üçbeş gün,
Bilemedin bir kaç hafta...,
Başkası çıkar
Beni saran kolların onu sarar
Göze çarpan ilk şey bir viraneyi andıran evin önünde yaşlı bir kadındı. Kadının arkasındaki ev’le kadının hayat hikâyesinin benzer olması en dikkat çekici unsurlardan birisiydi.
Yaşlı kadın gözünü amaçsızca ileriye dikmiş öylece duruyordu. Düşünüyor muydu, bilemiyorum. Ama duruşu o kadar çok şey anlatıyordu ki… Sanki arkasında yıkılmaya yüz tutmuş ve kader birliği ettiği ev’in anlatmaya çalıştığı durum, kendi hikâyesi gibiydi.
Her şeye razı bir halleri vardı. Yalnızlık, zaten terk edilmişliğin en acı sonucunu gösteriyordu. Zamanın en güzel evi yâda zamanın en güzel kızı kisvelerini alıp gitmişti yine zaman denilen acımasız sonsuzluk.
Bu evde şen kahkahaların yükseldiği, mutluluk şarkılarının söylendiği, boy boy çocukların büyüdüğü görülmüştü. Bu Yaşlı kadının beklide upuzun siyah saçları vardı. Belki de kahve gözlerine şiirler yazılmış, önünde diz çökülerek serenatlar yapılmıştı. Ama şimdi yapayalnızdı ve herkes onun ölümünü onaylamış gibiydi. Yaşlı kadın için umut olan çocukları değimliydi? Ama onlar yoktu! Onlar kendi kaderlerinin peşine düşerek yaşlı annelerinin durumuna gelmeyi beklemekteydiler. Biliyor musunuz, çocukları yaşlı anneleri gibi olacaklarından haberdar değillerdi. Evin ağaçları kırılmış aşağıya doğru sarkmaktaydı. Her tarafı delik deşik olmuş emanet bir virane gibi bir köşeye sinmiş yıkılmayı beklemekteydi. Ama kendi gibi bir yaşlı kadın emanetini vermek için gelecek bir haberciyi beklemekteydi. Her şey kabullenilmiş vaziyette her gün anlamsız bakışlarla ta uzaklara bakılıyor, hem ev hem de yaşlı kadın günden güne yıkılıyordu.
En zor olanı yoldan gelip geçenlerin yaşlı kadın ve evini hiç görmeden çekip gitmeleriydi. Sanki bu evin önünde hiç kimse yoktu ve ev hiç yapılmamıştı. Hâlbuki bütün emeğini vermiş
Eşiyle nice yokluklardan sonra bu evi yapmıştı. Çocuklarını bu evde nice ümitlerle büyütmüştü. Hâlbuki çocukları ne vaatler etmişlerdi annelerine. Ama artık hiç kimsenin haberi olmayacak, yok sayıldığı gibi “Bir garip öldü diyeler, soğuk su ile yuğalar”misali
Bu gece bu yağmur böyle yağarsa,
Sevgilim gözümde yaş kalmayacak.
Senin bu yaptığın eğer kahırsa
Yoldum hep saçları saç kalmayacak.
Hüzüne bağladım bütün işimi,
Sevgiler çiçek açarken,
Saf ve sıcak
Dilekler buluştu yüreklerde.
Kovulsun istediler,
Can bezgini korkular.
Olsun istediler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!