Haberin var mı? Hala çayımı soğutup içiyorum. Sanki hala ben takılıp kalırken gözlerinde, soğuyor çayım. İçerim soğuyor. Yüzümde hicranın izleri kalmış, kırmışım aynalarımı. Saçlarımda aklar başlamış oynaşmaya, alışamadım... Kendimi görmeyeli aynalarda kaç yıllar oldu. Gökyüzü turuncuymuş, turkuazmış, maviymiş, griymiş ne fark eder, hiç kaldırıp başımı bakmadım bile.
Sensiz ne anlamı olurdu ki gökkuşağındaki büyünün, bir yarım sende kalmış. Sana sırtımı döndüğümden beri, kimseler görmedi yüzümü. Hiç sevmedim vedaları. Sevmedim hiç şiir yazmaları, sevmedim sevemedim, sensizliğe böylesine itirafçı olmayı. Vedaya geldi mi sıra daha da güzel, bırakılmaz, vazgeçilmez olurdun. Sana veda etmek, kendinden ayrılmak kadar zordu sanki. Haberin olsun, kendimde gurbetçi sende mülteciyim, o günden beri.
Anlamsız bir tutku işte benimki, anlamını kaybetmiş bir aşk, gereksiz bir kaç laf... Bazı şeyler gereksiz, anlamsız, gayesiz olsun varsın, eğer sen mutlu olacaksan... Gün oldu eski bir türkü gibi dolandın dudaklarıma. Gün oldu gözlerimden sen döküldün. Varsın kimse bilmesin bu gözyaşlarının sahibini, varsın adın sır olsun...
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
'eğer sen mutlu olacaksan... Gün oldu eski bir türkü gibi dolandın dudaklarıma. Gün oldu gözlerimden sen döküldün. Varsın kimse bilmesin bu gözyaşlarının sahibini, varsın adın sır olsun...'
yüreğinize sağlık..
ah birde kendi yüreğimizi düşünsek,bunu becerebilsek ,fakat o zaman bu güzel dizeler kağıda dökülemezdi sanırım.!
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta