Ben büyürken öğrendim:
Her yara kendi sesini taşır,
her kadın kendi gölgesini…
Benim gölgem uzun,
benim yolum karanlık,
benim nefesim çok şeye şahit.
Acıyı sömüren bir şiir değil bu;
hayatım,
acının içinden yürüyen uzun bir şiir.
Adımlarımda yankısı var
bir zaman kırılmış her şeyin.
Ama kırılanı taşımayı da öğrendim,
taşıdıkça güçlenmeyi de.
Gülmediğim geceler oldu
ama sustuğum geceler yok.
İçime attıklarımın
hiçbiri beni yenemedi;
ben hepsini sindire sindire
kendime kattım.
Kim bilir, belki de bu yüzden
gözlerimde hem geç kalmış bir bahar,
hem de çok erken ölmüş bir sonbahar var.
Ben mevsimleri karıştıran bir kadınım;
yaradan kalkan,
susandan haykıran,
gidenden kalan…
Sevdiğim oldu,
yanıldığım oldu,
vazgeçtiğim oldu
ama kimse beni eksiltemedi.
Kalbim hâlâ tam,
sadece kapıları değişti.
İçimde taşıdığım kadın
diz çökmüyor artık.
Diz çökenlere bakıp
kıyamını unutanlardan değilim.
Ben kendi toprağında
kendi köklerini bulanlardanım.
Acıyı sömüren bir şiir değil bu;
omuzlarında yük taşıyan bir kadının
varoluş ilânı.
Adım adım,
gece gece,
yenilmeden yürüdüğüm yollardan
sana kalan tek hakikat şu:
Ben acının içinden geçtim,
ama acı benden geçemedi.
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 22:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!