Acılara alışırmış insan,
Yalnızlığa alışırmış,
Vakitsiz gelen ölümlere,
Susmuş şakıyan dillere,
Saatlerin tik taklarına.
Sonbahar gazellerine bürünen,
Camı döven dalların rüzgârına,
Şebnemleri, ezilmiş çimenleri,
Güneşe yönelen gidişine baharın.
Terk edilmişliğe bile alışırmış insan,
Sevgilinin derinleşen yüz çizgilerine,
Ellerinde büyüyen hiçliğin,
Yıpranmış duygularına zamanın.
Turnaların son kanat çırpışıdır,
Karıncaların yuvalarına çekilişi,
Kurak geçen yazın telaşı,
Üveyiklerin bu son nidaları,
Dalında kuruyan güller misali sen,
Savrulup duran aşkın vakitsiz telaşı.
Acılara alışırmış insan,
Yazgısına, susuzluğa, yokluğa,
Zulme alışırmış insan,
Yaşanmamış da olsa sevdalara,
Ardınca hayata bağlayan zincirlere,
Vakitsiz telaşına ölümün...
Acılara alışırmış insan,
Koca bir dağın içinde,
Buzdan bir ruh taşırmış,
Granit bir beden.
Penceresiz duvarlarında hânelerin,
Bir tek ihanetin acısı kanarmış.
Kayıt Tarihi : 15.10.2025 02:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!