Sen sevginin anlamını öğrettin seninle yaşamayı öğrendim
Acı anlarımda oldu tabi aşk bu acı çekmeden de olmaz
Sevginin değerini bilemezdim sen el değmemiş bir gelincik gibisin
Narin ve hassas yüzündeki tebessümün bile görülmeye değer
Hayata dair ne varsa o hayatin küçük bir yerinde emin ol ki bende ordayım
..
Duymak istemiyorum sesleri,
Demesinler bana öldü.
Delikan durur mu sanıyor sunuz?
Bu acı,tükenmez acı
Delirtir beni gece yarısı.
(Burdur-Bucak / 1997 Nisanı)
..
Yaşamak isteyipte yaşayamadıklarım varya.
Sensiz kaybolan günler.
Oysa yüreğim hep acı içinde bilmediğim sebepten.
Hep bir acı var,var içimde bilmediğim.
Yaşamak isteyipte yaşayamadığım aşk için.
..
Yine yalnızlık düşmüştü payına.kimi zaman suskun,kimi zaman da çaresizdi.karanlık gecelerde elinde çayıyla yıldızlara bakmayı,onlarla hayal dünyasına dalmayı çok severdi.yıldızlara bakarken kendini kalabalık bir aile gibi hissederdi.ama şimdi yapayalnızdı.zamanında ona huzur veren,hayal kurduran karanlık gece şimdi düşmanıydı.sevmiyordu artık karanlık geceleri ve tavşankanı çayı.
Çay; her yudumda boğazına düğümleniyor,boğulacakmış gibi oluyordu.artık acıydı da tadı.eskisi gibi demliyordu,eskisi kadar atıyordu şekerini,ama acıydı işte…zaten hayatta acı değil miydi onun için.sonbaharda çırılçıplak kalan bir ağaç gibiydi.kimsesiz, yapayalnız.
Bir sabah erken kalktı ve dışarı çıktı.bir şeylerden kaçar gibiydi.etrafında silik gölgesinden başka kimseler yoktu.bir insan ya da bir köpek değildi onu kovalayan,ama o kaçıyordu.o her düşmandan farklı olan yalnızlıktan kaçıyordu.koştu koştu ve sonra bir sahil kenarında durdu.’’kurtuldum’’ diyordu kendi kendine.uzandı kumsala uyuya kaldı.bir sesle uyandı.dalgaların sesiydi onu yorgun rüyadan uyandıran.bir sağa bir sola baktı.şaşkındı.gece çökmüştü ve anladı yalnızlıktan kurtulamamış olduğunu.sonra karnından gelen isyan seslerine kulak verdi.çantasına elini attı küçük bir termos, cam bir bardak ve iki şeker çıkardı.zaman geçirmeden bir bardak çay doldurdu.bir çaya bir gökyüzüne bir gökyüzüne bir çaya baktı sonra hıçkıra hıçkıra ağladı.bir süre sonra çayın sıcaklığını hissetti teninde.irkildi ne olduğunu anlayamadı.saniyeler sonra fark etti çayın üzerine döküldüğünü.bir çaya bir gökyüzüne bir gökyüzüne bir çaya baktı.ne kadar da birbirine benziyordu.çayda gökyüzü gibi karanlıktı.ikisinin de ışıltısı vardı.birininki şeker diğerininki yıldızlardı.
O gece bütün nesneleri,yaşanmakta olan bütün duyguları çaya benzetmekteydi.hiç bitmeyen yalnızlığı da çay gibiydi.acı ve koyu.bir an çay bitince yalnızlıkta biter diye düşündü.sonra etrafına baktı,üzerinde yalnızlık yazılı binlerce bardak ve yudumlanacak binlerce çay gördü.anladı ki yalnızlık, her sonun başlangıcıydı.
..
Senden gelen sana döner
Aşkım buram, buram yanar tüter
Kin değil her gün her gün acı sürer
Mevlam sen acı âcizane kuluna
Düşmana var etmedin
Böylesine bir acı
..
Çağlamış bu yüreğim, ummanlara dolacak
Gündüzler acı dolu, gece hicran olacak.
Sağ oldukça bedenim, senin için yanacak
____Sen beni anlamazsan, boşa yanar bu yürek
____Boşuna acı çeker, yine yanar bu yürek.
Hayalin düştü göze, ortak oldun acıma
..
Gecenin içinde,acı acı gezinen rüzgarın iniltisi vuruyor,pencere kenarlarına...
Sessizlik dibe vurmuş,gece kendinden korkmakta...
Saklanan yalnızlıklar,köşe kapmaca yarışında...
Çığlığı bastırılmış çaresizlik ölüm uykusunda...
Ve gece nafile kaçışlarda...
..
Hayat zor,
Ölüm acı...
Sürüneceksin yokmuş ilacı.
Kahkahalara aldanma;
İçi beni yakarken olmuyor dışın baş tacı.
Herkes bazen savcı çoğu zaman davacı.
Azrailin kulağımıza fısıldadığı tek türkü fonunda,
..
esti acı acı bir akşam ansızın
kırdı dallarımı ayrılık rüzgarı
sana hasret kalmak öyle zor dertmiş ki
dinmiyor sevdiğim gönlümün efkarı
mutlu musun bilmem şimdi benden ayrı
bende dayanacak hal kalmadı gayrı....
..
Seni sevmek yalnızlığı seçmekti
Ben seni sevdim, yalnızım şimdi...
Seni sevmek ağlamaktı, acı çekmekti
Seni sevdim ağlıyorum, acı çekiyorum...
Seni sevmek, çaresizce beklemekti
Seni sevdim, çaresizce bekliyorum...
..
Bana bir cevap ver!
Tek hamlede çıkmış olsun ağzından;
Ne derleme ne mübalağa,
Arı sütü kadar öz,
Ana sütü kadar çiğ olsun...
Varsın acı olsun,
..
Aşk ömrü uzatır,
Her şey mutluluk ile
Hayat ne güzeldir,
Her taraf sevgi ile…
Aşk ömrü kısaltır,
Her tarafı acı ile.
..
İnan seni çok seviyorum
Yokluğunda eriyorum
Bir ümitle yaşıyorum
Bana bukadar acı yetmez mi..?
Acın sonsuz bedenimde
Heranım ayrı bir işkence
..
Acı veriyor insana, savaşmak yirmi birinci asırda,, Acı veriyor bana, bu amansız savaşlara seyirci kalmak…
yoruyor beynimi düşünemiyorum, hani düşünmekte istemiyorum,,ama yinede düşünüyor insan,, bu sebepsiz zamansız ölümleri…
yoruyor beynimi bu çirkef insanlar,,yoruyor beynimi bu yalan serseri Dünya…
Gözlerim görüyor,kulaklarım duyuyor tüm yaşanan acımasızlıkları, ve elimden bir şey gelmiyor’ya,, işte ençok bu üzüyor beni…
Kırmak istiyorum kalemini,
Bu yalan şerefsiz, serseri Dünyanın…
..
ben fakir bir ülke
bir anıt kadar eski
bir acı, bir yalnızlıktı
miras hakkım
..
Sen giderken yıldızların hepsi söner ve kararır. Hani her nereye gidersek gidelim birbirimize haber verecektik.. Gittin sevgilim ve haber vermedin. Aynı şehirde aynı havayı soluduğumuzu bilmek bile huzur veriyordu bana. Simdi gittin sevgilim. Giderken ne koydun bavuluna çaresizliğimi, can çekişen kalbimi, göz yaşlarımı, sana olan hasretimi hangisini sevgilim şöyle hangisini koydun? Son kez bakışımdı gözlerine sen giderken ve ben bundan habersizdim. Kendi ellerimle gitmene yardımcı olmuştum bilmeden. Okul çıkışlarında seni görecek miyim diye çarpan kalbim, yürüdüğüm yolda sana ulaşana kadar Allahım ne olur görüyüm onu diye ettiğim dualar. Simdi hiç biri olmayacak mi. Arkanda bıraktığın gözü yaşlı çaresiz bir kız. Simdi geceleri yollara bakıp bir gün gelirsin diye uzun uzun bekleyişlerim kaldı ardında. Hani bir gün gelirsin ve tekrar kavuşuruz birbirimize. Kavga ederken bile seninle konuştuğum u bilmek huzur verirken bana simdi onlar bile olmayacak hayatımda. Daha bu şehirde zor görürken seni başka diyarlardan gelişini beklemek öyle acı veriyor ki bana bir bilsen. Tamam gelme.Bende başka bir hikaye bulurum kendime.Sen gibi olmasa da Onu da başka severim İnkar etmem varlığını Bende meşgul ettiğin yeri kopartır eksik yaşarım Bir daha aynı yerden kimseyi sevmem. Ve sen yokken Adım anlamını kaybeder. Sonra uykumdan uyandım. Senin olmadığını anlayınca tekrar yastığıma sarıldım ve ağlamaya başladım. Her şeye rağmen beni hala bıraktığın yerdeyim inanabiliyor musun. Hani geceleyin geldin ya camimin altına. Bir daha suratına bakmayacağım diye haykırdığım çocuğa simdi uzun uzun baktım bu gece. Hasret duyarcasına, yıllardır görmüyormuşçasına doya doya baktım. Aynı şehirde olduğumuzu bilmek bile mutlu ederken beni şimdi ayrı şehirlerdeyiz. Sessizce gittin hayatımdan. Sonra cama çıkıp yollara baktım ardından. Sabaha kadar ağladım. Biliyorum döneceksin sevgilim. Tekrar birlikte olacağız. Seni görmek için okuldan çıkınca hızlı adımlarla koşarak yanına geleceğim. Bu sefer yapamadığım şeyleri yapacağım. Seni görünce boynuna sarılmak mesela. Kıskandığımda sana kızmak gibi. Sevdiğimi gözlerinin içine bakarak söylemek gibi mesela. Eğer gelirsen diye açık bırakıyorum evimin ışıklarını. Hani olurda uyandırmak istemezsin beni. sonra geri gidersin.sofraya oturduğumda hep senin için bir bardak koyuyorum, oturman için bir sandalye çekiyorum. Sonra boş boş bakıyorum karşıma. Bu sabah da bir bardak sensizlik içiyorum. Geceleri şerefine olmayışını içiyorum. Sonra ne oluyor biliyor musun sevgilim, bağırıyorum avazım çıkana kadar. Gideceğini bilseydim yada beni sevmeyeceğini gelir miydim sana be adam. Kavga etsek de en azından seninle konuşuyorum diye mutlu oluyordum. Meğer bu sefer kendi ellerimle göndermişim seni bu şehirden. Sevdiğim ahh bir görsen beni ağlamaktan yastığımın kenarı olmuş sırılsıklam. Senle atan bu kalbim simdi durmuş gecenin bir yarısı. Tutuyorum sıkıyorum kendimi bağıra bağıra ağlamamak için. Mideme sancılar giriyor ama sana duyduğum özlem acımı bastırıyor sürekli. Hayatımın içine ettin sevdiğim. Kaybetmeyeceğim seni diye söz vermiştim kendime. Ve simdi kayıp gittin avuçlarımın arasından. Mutlu musun sevgilim, hiç canın yanmıyor mu. Çünkü her zaman seni yatağa iten aldı kalbini. Ne kadar aptalım hala beni unuttuğun yerdeyim. sen gidiyorsun ve bana düşen sadece arkandan el sallamak. Hayatın çilesini çekmekte olan ben en ufak üzücü bir olaya bile katlanamayan dram dolu kitapların sonunu bile getiremeyen ve her sayfada hıçkırıklara boğulan ben. Sanırım artık mutlu son istiyorum o bile yetmiyor bana baştan sona kadar mutlu olsun herkes. nefesim daralıyor içim acıyor. En derin duyguları, çok başarılı yazılmış yazıların her zerresini hücrelerimde hissediyorum ve bu duyguyu bu acı duyguyu kaldıramıyorum. Yaşarmışçasına hissediyor dayanamıyor ve sonunu getiremiyorum. Acı dolu bir romana başladım ve sonunu getiremedim. Mutlu bitiyor dediler hepsini okuyamadım.. O kadar mi çok yıprandım ben, nasıl oldu da böyle duygusallaştım. Rüzgarın yaprağı tek hamlede dalından koparması gibi güçsüzleşmişim. Simdi halime şaşıyorum. Tek hissettiğim şey yanan canım. Bir film gibi yaşadığımız şey sevgilim. Yazmışlar bizi sayfalarca kağıda ve bize düşen bu filmin hakkını vererek oynamak.
Ve bazen
Her şeyin bittiğini düşündüğümüz bir an gelir. İşte o an başlangıçtır.
..
Deprem vurdu, yurdu bir matem aldı
Yunuslar, Yusuflar, göçük de kaldı
Akıl almayacak mucize oldu
Böyle acı daha, gösterme yarab
Ülkemi gözyaşı, şu akan kandan
Terör bir yandan, deprem bir yandan
..
Hüzne Boyadım Bu Akşam Kendimi….Gülmek Yasak Yüzüme, Uyku Haram Gözüme, Dokunmayın Özüme, Ağlamak İstiyorum Delice….Gamlı Yaralar Bırakan Yüreğime Şikayetim Var Bu Gece….Ahhhh Bu Gece Başka Bir Gece, Kelimelerin Kifayetsiz Kaldığı, Hayallerin Karanlığa Daldığı, Hüzünblerin Kederlerimle Herdem Olduğu Bir Zaman Bu Zaman….
Hıçkırıklarım Yakıp Yıkarken Geceyi, Bölerim Bana Mutluluk Verecek Heceyi….Çöreklenmiş Bakışlarıma Yapış Hayallerin Girdabında Bu Son Fırtınaya Tutuluşum…..Bu Son Kahredişim Kendimi….İçimde Boğum Boğum Kabaram Duygularımın Tercümanı Olan Gözlerim, Yine En Derin Yaraları Sıralıyor Yüreğime, Düşen Her Damla Gözyaşının Bedelini Kim Verecek Söylermisin Bana Ey Karanlıklara Gömülmüş Şehir….Söylermisin Kim Dindirecek Ruhuma Azap Veren Bu Acıyı….Kim Güldürecek Geceyle Herdem Olmuş Yüzümü, Kahretti Bu Yaşam Bu Dünümü, Günümü, Gündüzümü……
Silinmez İzler Var İçimde, Bir Baksan, Bir Görsen Hepside Başka Biçimde, Kim Silecek Bu Hatıraları, Kim Koparacak Söyleyin, Kopabilir mi Sevda İle Yeşeren Hatıralar, Silinebilir Mi Bir Kalemde…..Offffffff…Düştüm Yine Geceye Kederli, Yeisli Bakışlarımda Bir Izdırap Yakıp Yıkıyor İçimi Ve Ben Acının Katmerli Yaralarında Tuz Gibi Batıyorum Yüreğime Yine…..
Küskünüm Onu Bana Hatırlatan Her Bir Heceye, Küskünün Tüm Hayallere, Küskünüm İşte…..Kuru Yapraklar Gibi Kurumakta Ümitlerim, Rüzgar Bile Yalayıp Geçmekte Yüreğimi, Karanlıklar Gecesine Hapsetti Zaten Çoktan Beni, Söyleyin Kim Dindirecek Kelimelerde Sürünmelerimi…..Kim Yol Bulacak, Kim Saracak Yaralarımı, Kim Dindirecek Acılarımı, Kim, Kim Söyleyin……
..
Gazzede anne/baba olmak ne acı
Kendilerinden önce evlatlarını buz gibi toprağa koymak zorunda kaldılar...
Gazzede anne/baba olmak ne acı
Kendilerinden önce evlatlarını cennete uğurluyorlar...
Gazzede anne/baba olmak ne acı
..
Merhaba hasret çektiren, gözyaşı dökdüren merhaba, merhaba hicranımdan habersiz arzu halimi bilmeyen ümitsiz aşkım merhaba....
Biliyormusun? ben hala ordayım hayallerimin başlayıp ümitlerimin bittigi yerde öylece beklemekdeyim aynı kafede aynı masada ama,seninle degil hayalinle başbaşa.Bir gidiş değildi ki o gün.O gün namlunun ucuna kurşun sürüştü şİmdi bir tetiğin ucundadır sitem dolu hayatım,çek istersen bitsin ne farkeder ki.Uzaklardasın belki ama bir okadar da yakında,ben gönlümün penceresinden ümitsiz aşkımı seyretmekteyim.Ya sen yalnızmısın dersin boş kaldırımlarda yürürken kaldır başını da bir bak bakalım semaya.Sende görebilecek misin beni.Boşmu sanıyorsun tutmamın yasak kılındıgı ellerini uzat bakalım boşluga doğru sen de tutabilecekmisin ürkek ve soğumuş ellerimi?
Beni yaşatan sen olduğun halde soluduğum sensizligin ta kendisidir, umutsuzluklar gözlerimin önünde raks etsede, hepsini ellrimin tersiyle itip ümitsiz aşkımı syre koyulurum yeni baştan, ama gel görki seyretmekle yetinmiyor bu yürek, tıpkı senin dedigin gibi sevdiğinin bahçesinde bir gül olamayacagını anladıgın an hani en acı andıya yüregime nakış gibi işlenen bu söz işte bahceyi uzaktan seyretmekde o kadar acı bir şey...
Keder demir parmaklar misali çevrelemiş etrafımı, barajlar misali doluyum ama bendimi çigneyip taşamıyıyorum sana doğru. Adını koymuşuzya en başından ümitsizlik diyarında ümitsiz bir aşk diye, ne kadar istesekde aynı okyanusda buluşamayız, ben dicle, sen fırat olsan ne cıkar bu ardı sıra dağları kaldırmamız imkansız, biz hiç birleşemeyecek iki çizginin üzerindeyiz, buluşa bılecegimiz tek bir nokta var sa o da hayallerimiz,,,
Ne hakla sen den bir şeyler isteyebilirim ki ne hakla kara kaderime ortak ederim seni söyleyebilirmisin ne hakla, sen hayalleri idaalleri olan tertemiz bir genç ben kendini talihsizlige adamış zavallı yürek...
İşte ben hep bu hallerdeyken geceler koşar imdadıma karanlık,zindan geceler. Ne kadar kimsesizligimi çaresizligimi haykırsada suratıma, beni saninle buluşturan zamanlardır. Ben hep bu anlarda sensizlik diyarından sana doğru gelirim, yatagımda,yorganımda, yastıgımda sen olursun ve ben böylece rahat uyurum senin kollarında...
Ben kendimi hep farklı kıldım biliyormusun ızdırabımıda farklı yaşarım, kimseler bilmeden hatta sana bile sezdirmeden,eller gibi degilim ben onlar şarap koyar meyine efkarını dagıtır, ben göz yaşımı içerim işte bu gerçekten sensizligin tadıdır dudaklarımda. Ve ne kadar acı olsada bu tat orda öylece kalacak...Dudagım da ki sen öylece duracak, tıpkı yüregimde durdugu gibi..
..