TARİFSİZ ACI SONSUZ MUTLULUĞA KARŞI
Tarifsiz acı demek
Acının tarifi demek
Sonsuz mutluluk öyle mi?
Ne kadar sürer belli mi?
..
Sözün bittiği yerdeyiz artık. Ne söylesek ne konuşsak ne yazsak ve çizsek bir anlamı yok.
Sanki konuşsak, yazsak onca can geri gelecek mi? Hayır gelmez. Onlar şimdi gökyüzünde yıllar içinde bizleri seyrediyorlar. Katillerinin ne halde olduklarını merak edip onları izlemektedir.
Soma’da ekmek parası için maden ocağına giren işçiler yine öldüler, yine hayatlarını kaybettiler, bir yıldız gibi kayıp aramızdan gittiler. Bütün emelleri çocuklarına helal bir lokma ekmek yedirmekti. Onlar çalmadı, çırpmadı. Gemicikleri olmadı, milyon dolarları ayakkabı kutularına saklamadılar. Üstelik bankada da soygun yapmadılar, kazandıkları tamamen onların alınlarındaki terin hakkıydı. Aslında hakkı değildi çünkü onlar bu ülkenin emekçileri, işçileriydiler asgari bir ücretle çalışırlarken; ülkeyi yönetenlerin aldıkları milyarlara baktığımızda o asgari ücret emekçi işçilerimizin hakkı değildir. Sizin yeriniz rahat tabi ki; sizin kürekle, kazmayla işiniz yok ki.
Kazanın olduğu sırada 800 yakın işçinin madende olduğu söyleniliyordu. Ve bu işçilerin 300’e yakını hayatını kaybetti. Bu ölümler bizleri derinden etkiledi.
Soma maden faciası Türkiye yaşanan en büyük maden faciası olurken, Dünyada ise en acı maden kazaları arasındaki yerini daha ilk günden aldı.
21. yüzyılda teknolojinin ve iş güvenliğin bu kadar gelişmişken Soma faciası bilgiler bazında ele alındığında ağır ihmal sonucu nedeniyle ortaya çıktığı apaçık ortadadır. Ve bunu sorumlusu bizzat yetkililerdir.
Yasal düzenlemelerin iyi işlenmemesi ve denetlemelerin iyi yapılmaması kazaların önündeki ölüm engellerini ortadan kaldırmadığını bir kez daha görmekteyiz. İş güvenliği ve yasal denetlemeler bir kez daha gösteriyor ki; hayati önlem arz etmektedir. Bu elem ve acı olayın neresinden bakarsanız bakın insan sorumlulukları anlayış çerçevesinde neresinden bakarsanız bakın bize bir kez daha acıyı hatırlatıyor. Hep bu son olacak ders aldı alacağız diyoruz. Ama en fazla on gün sonra hepsini unutuyoruz.
..
Bırakıp gittin, hiç ardına bakmadın ve ardında gözü yaşlı bir beden vardı sadece, yüreği ve ruhu uçurumlara bırakılmış bir beden.
Hiç acımadın, hiç düşünmedin bundan sonrasını, karanlık dünyamla beni baş başa bıraktın. Uzun yolculuklara çıktım sonra; bilinmeyen diyarlarda, dünyalarda yüreğimi aradım, kimsecikler söylemedi, fısıldamadı kulağıma mutluluğun sırrını.
Tükenmiş bir insanın küllerini görmek isteyen ve buna kahkaha atan ne çok insan varmış ben bunu anladım güzelim. Rüzgarda savrulmayı paramparça olmayı en iyi ben bildim, uzun yolculuklarda otobüs çamlarının soğuk buğusunda senin sıcaklığını hissederek birazcık daha yaşabilirim diye düşünürdüm. Yollar beni sana getirecekti ama gel gör ki hiçbir yol sana çıkmadı ve nefesini bana getirmedi, bedenini geri vermedi.
Susuyorum şimdi de, acı bir suskunluk insanların yaşantılarına bir kurşun gibi saplanıyor. Dünyam ayrı diyorum, benim yüreğim yok diyorum ve hep aynı kahkahalar acınası bakışlar.
Geceleri sokaklara atıyorum kendimi, gece lambaları aydınlatırken benim gibi yalnız asfaltları, ben sensiz ve hüzünlü esen rüzgara kırılganlığımı anlatıyorum ve biliyorum ki; beni en iyi anlayacak olan, şu cam ağaçlarını bıkmadan usanmadan aylarca, yıllarca okşayan rüzgar olacaktı.
Uzun uzun adımlarımı sayıyorum, yürüyorum bir bilinmez yöne doğru bir daha aynı yere gelmeyi hiç istemeden, odamın lambasını yakmayacağımı ve dört duvar arasına hiç girmeyeceğimi hayal ederek ve bunun içinde içimde derin bir istek duyarak yürüyorum..Saatlerce günlerce... telefonumu kapattım ve kabuğuma çekildim, bir midye gibi hissediyorum kendimi; parmaklarım midyenin ağzını aralamaya çalışırken, aradaki hayal kırıcı soğuk demir parmakları görüyorum, öylesine acı saplanıyor yine içime. Ben, ben olamadım ve hiç olamayacağım.
Bir çocuğun.. kendimin, gülümsemesi beliriyor soğuk, buz tutmuş bir göle bakarken, uzun uzun gülüyor, ona bakıyorum. Bana mı gülüyor yoksa; dünyanın bu acılarına,hayal kırıklıklarına bir sitemmiydi bu.. anlayamadım! Hiç ardıma bakmadan uzaklaştım onun yanından, bol ağaçlı, dikenli, karanlık ormandan geçerek yine bilindik yerlere çıkmak istedim. Beni oraya götüren kahrolası korkunun etkisini her an üzerimde hissederek oturup ağladım. Uzun uzun ağladım, saatler geçti ve ben hep ağladım.. günler, aylar geçti ve ben hep ağlıyordum.Hiç kurumayan bu gözyaşlarının analarına acıyordum bir yandan. Onları yaratana tapıyor ve acıyordum. Güzellikleri görmek için yaratılmış, değerli iki boncuk gibi duran bu gözler sadece ve sadece gözyaşlarımı besliyor ve bu dünyanın acı denizine bir ırmak gibi boşaltıyordu. Susun artık susun! diye bağırıyorum. Dostlarım bu acı sizin değil, benim.. hakkım yok bunu size vermeye kaçıp gidin mutlu olabileceğiniz bir yere ve bir daha yaklaşmayın bu cüzzamlı bedene. Desemde faydası olmuyordu.
..
Çocuk olmak güzeldir her yerde
Aileler pervanedir çevresinde
Tüm imkanlar serilir önüne
Çocuk olmak güzeldir,her yerde! ..
Ya Filistin'de! ....
Keskin nişancılar bebekleri avlar, Filistin'de! ..
..
Bu aleme geldik, onu severiz
Aşka hörmet eder, boyun bükeriz
Kula hizmet ise, sonsuz överiz
Gönülleri açıp, acı dikeriz
Can’ı cananına, özler veririm
Akan sularında, elbet eririm
..
Yaşıyorsam...
Sevgisiz ukala merhabaları,
Özlerim gecmiş acı günleri.
Okumuş cehaletler içinde,
Günü birlik dostluklar,
İhanet diz boyu gergefte dokunurken,
Sevgi menfaatlara takılmışsa,
..
Bu satırları yazarken sana,resmin yine karşımda ve gülümsüyor bana.Seni öylesine çok seviyormuşum ki bunu seni kaybettikten sonra daha da iyi anladım.Hani insan kaybettikçe anlıyormuş ya bazı değerleri tıpkı benimkisi de böyle birşey.Umarım birgün bu yazdıklarımı okursun,sanmıyorum ama belki bir ihtimal..
Okumanı isterdim bunları işin gerçeği,sen okurken bende seni izlemek isterdim acaba nasıl olurdu suratının şekli? Üzülür müydün yoksa umursamadan bakar mıydın? Sıradan satırlarmış gibi....
Bu satırlarımı yazdığımda 19 ekimdi.Dün seninle beraberdik 2.5 saat kadar ama o kadar güzeldi ki,4 yıl aradan sonra sevdiceğimi tekrar görmüştüm çok mutlu olmuştum ama çok buruk bir sevinçti benimkisi.Çünkü sevdiceğim evliydi bir başkasıyla.Bugün de eşini gördüm ve şunu düşündüm acaba beni ona değiştirecek ne vardı o adamda? Bilmiyorum ama tutulmuştu Sevdiceğim bir zamanlar ona.Ne kadar acı değil mi? Senin sevdiğin insan bir başkasının yanında,onun yatağında ve başı onunla aynı yastıkta ne acı değil mi? Düşünüyor insan ister istemez acaba nasıl katlanılır buna? Hem sevmiyorsun hemde aynı yastığa baş koyuyorsun,aynı günün gecesini yaşayıp aynı güne merhaba diyorsun.Gerçekten de çok acı..
Senin yerinde bir zamanlar bende vardım bilirim o çileyi hiç sevmediğin bir insanla aynı çatı altında yaşayıp,aynı yerde hayatı istemeyerek sürdürmeyi bende biliyorum bi tanesi...Sevdiğin insanın yanında değilde seni hiç hak etmeyen ve hak etmeyecek birinin yanında olmayı bende biliyorum be 'Son Sevdam'.
Ama bilmeme rağmen bir çok şey hala ağırıma gidiyor,nereden ve nasıl başlasam bilmiyorum.Yutkunuyorum kelimeler takılıyor işte tam şuraya yani boğazıma,çıkmak istiyor ama çıkamıyor bi türlü.Neyse canım acısada susmak en güzeli diye düşünüyorum..
Halbuki 4 yıl evvel gelmiştim ben sana ama sen beni itmiştin,çünkü onu sevmiştin.Parmağında bir yüzük vardı canımı da zaten o yüzük aldı,sana son sözlerim demek kaderinde ben değilmişim olmuştu.Şimdi diyorum ki keşke sana deseydim kaderinde ben varım Sevdiceğim,sensin benim kaderim.Tıpkı şimdi olduğu gibi aradan yıllar geçti ama kaderimiz yine bizi bir araya getirdi,sence bir tesadüf mü? Yoksa rabbim mi istemişti? Bilmiyorum,bilemiyorum,bilemeyeceğim...
Gözlerim yine o gülen resmine takıldı,elime aldım uzun uzun baktım öptüm,bir daha bir daha,ama doyamadım,kıyamadım sana bakmaya korktum aslında,korktum ya kaybedersem onu diye geldi aklıma.Bana kızma ama ağladım hıçkıra hıçkıra.Şu anda saatler 1.30 u gösteriyor ve ben hala uyumadım,uyuyamadım,bu kaçıncı sigara sayamadım biri sönerken diğeri yanıyor....Sana okuyamayacığını bile bile mektup yazılıyor.Umarım birgün anlarsın..
..
Ömrüm,günlerinde bir kahkahayı çok gördü bana
Düşündürdü durmadan,içimi yakarak acı,acı
Umut dallarına uzanırken,ellerim kırıldı
Yalandan gecen ömür günlerimde
16.02.2005 Muratlı
..
Gözlerimde yaş,
Ruhumda elem.
Başımı ağrıtıyor,
Hak etmediğim sitem...
Alıcı kuş dönme başımda,
Ötme acı,acı!
Baltandan kan damlıyor,
..
Her akşam oturup yalnız başına
Hasretini çekmek ne kadar acı
Sensizliği katıp gözün yaşına
Yağmur gibi dökmek ne kadar acı
Senin kadar değil yâr memleketim
Olsa bile benim malım servetim
..
Tek Gerçeğimsin
Sen ki; uzak ufukların bilinmezliklerine doğru,
Sessizce yok alan en son teknesin…
Sen ki; acı yalnızlığımı yüzüme vuran,
Karanlığa savrulacak, akşam güneşisin…
..
Mis gibi kokardı, o kadın bana
Cennetine kurban, ateş elinde
Çektiği yaralar, zulümdü ona
Terk edip de gitti, acı içinde
Toprağın altında, emanet dursan
Çekilen acıyı bir bana sorsan
..
YAŞAMAK
Yaşamak o kadar güzelki yaşamak
Sevmek seni ölesiye yaşamak
Acı bağzen,çok acı yaşamak
Sızım sızım yüreğim ince ince akarak.
..
Herkesle barışıksan vay hâlin harap,
Dost bazan acı söyler, olursun turap,
Nasıl dertli çalar, bilirim kırık mızrap,
Herkesle barışıksan vay hâlin harap,
Dost bazan acı söyler, olursun turap...
..
Senden sonra hiçbir şey eskisi gibi değil
Eskisi kadar güzel kokmadı hiç çiçekler
Yalnız acı türküler; hep ayrılık, hep acı
Birde eski tabakam, dertlerimin ilacı
..
Aci gerçek oldu hersey
senle hayat vardi
Ama ayrilik var hersey
Ne aci bitti
..
Yoksulluk en acı dosttur insana,
Ama dosttur.
Acı soğanı,ekmeğe katık etmek,
Yeri geldiğinde,Sadece kuru ekmek....
Özledim o acı dostumu,
Çok zengin değilim ama,
..
Kaldınmı bir köşede tek başına,
Derdini anlatamadıysan arkadaşına,
Mani olamadıysan göz yaşına,
Her günün acı bir hatıra.
Sevğinin bedeli bir kurşunsa,
Sana geldiği bir oyunsa,
..
Ne saçma bir dünya yaşamak ne anlamsız ne tuhaf
Yaşarken ölmek ne demek ölüysek yaşamak ne demek
Düşünmek ve düşündüğünün ne olduğunu bilmemek
Ne acı bu hayat hemde çok acı
..
Sesini duymak ne güzel,
Ve aslında ne acı sesimdeki titreyişi hissetmemen
Gözlerine her bakışımda kasırgalar koparken yüreğimde,
Yüzüne gülmek zorunda kalışım ne acı..
Her sigara yakışımın sebebi oluşun
Ve bunu bilmemen ne acı
Ne tatlıdır bakışların, gülümsemen öyle güzel.
..