Kâtil Kâhta Çayı
Bazen durgun bazen şiddetli akar
Ne baharı tanır ne yaz ayını
Kızınca acımaz, ocaklar yakar
Çözemedim kâtil Kâhta çayını
KEKLİK GİBİ AĞLADIM
Bir güzel başıma bir belâ ördü
Keskin kirpiğiyle avlayıp vurdu
Acımadan beni kurbanı gördü
Kendi ateşinde yakıp kavurdu
KENDİ CENAZEMİ KENDİM YIKAYIM
Sen demli çayını iç neşene bak
Ben şarkılarıma biraz bakayım
Sen kopar gülünü gül gülşene bak
Ben yüreğimdeki odu yakayım
Kerbelâ
Lanetli iblisin attığı düğüm
Yıllar yılı çözülmeyen kördüğüm
Gönül kazanında kaynayan güğüm
Ana yola çıkmaz taliye döndüm
Kibrit Çöpüyle Eriyen Mumum
Dertlerimi duyurmak istedim bu âleme
Mürekkeb kan akıttı ak kâğıda bulaştı
Acıdım benden bezgin içi dertli kaleme
Amanım yere sığmaz asumana ulaştı
KİM BİLİR?
Kim bilir o yürekte neler var neler
Güzelliğine değmesin yaban eller
Seni benden alıp götürecekse
Hiçbir zaman esmesin hazin yeller
KİMSE KALMADI ANAM
Nergisi kokardı değirmende un
Esaret seneler, uzun mu uzun
Rehin düştü senin kınalı kuzun
Gurbet ilde hâlım kalmadı anam
KOMŞU KÖYLÜM
Karşı köyde kısrak taya binersin
Bahçeyi geçip bostanda inersin
Çevre köylerin en güzeli sensin
Sana aşığım Komşu sen ne dersin?
_______KÖRE-TÖRE_______
Gizliden gizliye her haltı yerler
Sevenlere engel yöremiz derler
Sevdalı kalpleri taşlayıp, yerler
Âşıklara çengel, töremiz derler
Kör-Nankör
Mısralarım tesir etmemiş gibi
Şairliğime dil uzatan kör var
Ektiğim tohumlar yetmemiş gibi
Lafı vurup bana çatan nankör var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!