✍️ Sayfa 1 — Klasisizm & Kalça Sabiti
Kalça, insan bedeninin edebi dik duruşudur. Klasisizmin simetri takıntısı, bu iki çıkıntıda fiziksel bir abide bulur. Sağ ve sol — Racine’in iki perdesi gibi eşit, uyumlu, dengeli. Birisinin kıvımı diğerinden sarkarsa, estetik dram başlar. Kalça duruşu bozulunca anlatı çökmez ama metin fire verir.
Bu sahnede, yazar kasın alt hizasını ölçer; kelimeyi öyle döşer ki satır başı bile eğilmez. Kalçanın düz çizgisi, paragraf yapısına ilhamdır. Donun lastiği klasik ölçüdür — fazla esnerse janr dışına çıkılır, az esnerse metin daralır. Klasisist yazar, karakterinin kalça hizasını planlarken, iç monologun ritmini diz kapağına kadar hisseder.
Akım kuralcıdır: kalça 45 derecelik oturuşla yazı masasını mühürler. Aşırı esneklik affedilmez; bir kalça gerekirse tragedya yaratır, ama deformeye girmez. Aristo, bunu “bedensel anlatı ahengi” diye tanımlar mıydı bilinmez, fakat bir kalça — başyapıt olabilir.
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta