Pencereden içeri giren rüzgarla
sevişirdi odam,
Rafta tozlanmış mısraları okşarken
Sensizliğin anılarıyla terkedilmiş
Çaresizliği yaşıyordu cümlelerim...
Yan masada oturmuş acıyı sıralayan çiftin
Bir günlük mutluluğu gibiyim
Acemi ve çocuksu
Yıllarca giyilmemiş
Askıda kalmış bir palto gibi
Gülüşünde yarım kalmış hikayeler var
Acıyla harmanlanmış
Hasretle pişmiş
Ve mutlulukla süslenmiş gibi
Gülüşünde özgürlüğe hasret kuşlar var
Göründü mü inci dişlerin
İklim sonbahara hazırlanıyor
İçinde yaralı bir mevsimle
Yaz aşklarını geride bırakarak...
Yarım bir elma misali başlıyor sonbahar
Düşler solgun bir sarı gibi
Gülüşünde yüzyıllık yalnızlık var
Saç kırıkların dökülüyor yüzüne
Ten kokun hasrete karışmış
Yolculuğun son durağına ulaşmış gibisin
Unutmak nasıl bir duygu
Bir daha hatırlamamak
Ya da alışmak akan zamanda
Biliyor musun?
Bak gene yalnızlık akıyor duvardan,
Özlemle karışık
Sensizliğe yazılmış bir şiir
Yarım kalmış bir hikayeyim...
Sonu belli bir romanın kahramanı
Bir sabah bombalandı bahçemiz
Parçalandı doğmamış bebek..
İç çeker duvar
Ağaç dibinde
Çürük bir meyve gibi...
Gel sevişelim kurşunlara inat
Kurşunlar yağmur gibi yağarken
Gebe bırakalım doğayı...
Sevgi doğsun
Güzellik doğsun...
Uzaklarda kalmış gözlerim
Yıldızlar sönük
Buruk bir mevsimdir zaman
Kar yağmış, üşüyor sokaklar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!