YOLUN SONU
Bu yurdun direği yok, afetin gereği yok
Kıblesi başka gönlü başka kılavuzu velisi yok
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm mirası
Yolun sonunda görünüyor iflası
YOL VE YOLCU
Terk et tüm vesayetçileri
Onlar her şeyi yabancılaştırıyor
Kayıp nesilleri çoğaltıyor
Vesayet işbirlikçileri
İnsanları, emeği, hiçliğe atıyor.
Varmazsan yare canlar sıkılır
Teklifsiz gelir özlem sarılır
Issızlık çökse hicran uyanır
Camımdan giren nur ay uzanır
Ne güzel gelebilmek gelelim
ZAHİT
Kıblesi bozuğun duası tutar değil.
Gördüğün afetler, acı, çile az değil.
Yolları, sözleri eğri büğrü yar değil
Haini, katili öven zahit, Hak değil
Abdullah Bedeloğlu
ZEBUN
Üç kıtayı karanlığa boğan vahşi
Zebun ettin yurdu kalmadı yahşi
Şerrin kafes canavarı olan kişi
Evlat, kardeş katli yalnız şeytan işi
ZEVAL
Örtüldü aklın idrakın üstü
İlim, uygarlığın bittiği yerde
Kavga, feryat yükseldi perde perde
Herkes birbirine yaban olup küstü.
ZEYBEĞİM
İstanbul yurduma topla set vurdun
Zeybeğimi bir çukura doldurdun
Kalkmasın diye üstüne taş koydun
Zeybeğim Allah deyip doğrulsana!
Zeytin Çiçeğim
Selam selam baharım zeytin çiçeğim
Tutmuş yârim güneşi kalpten ışıyor
Neşem seni her öğün zevkle içeceğim
Ayva sarı nar kızıl,canan güz arıyor.
ZORBA
Olmazsan ısıtan kor ateşli soba
Kartalla yüksekte uçmazsa bir baba
Yoksa yedi iklim gezdiren araba
Bil ki tutsak kılmış burada bir zorba
Abdullah Bedeloğlu
YİNE GÜL SER ÖMRÜME
Öyle bir baktın gözlerime
Nakşoldu hayalin gönlüme
Sevginle gül serdin ömrüme
Doyulmaz bal koydun dilime




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!