Susma konuş ey Hallac-ı Mansur
Sen susalı ters dönüyor dünya
Üç dört tesbihle herkes evliya
Susma konuş ey Hallac-ı Mansur!
Hilal Yıldızı
Hülyalara dalmış gibi derin gözler uzaklarda
İşte her akşam maviye çalan bu rıhtımda
Lambadan süzülen kar beyazı bir hüzün
Alabora eder portakal ve nar bahçelerini
Sevmek o kadar güzel ki mevsiminde
Ak memelerinden bir üveyiğin gözleriyle
Dokunmak yıldızlara okyanusun sularına
Yaprak hışırtılarıyla oynaşmak sonra
Sevmek o kadar güzel ki mevsiminde.
Sonra o gider sen kalırsın geriye
Ardından gözlerin kalır, ruhun kalır
Kıpırdayamazsın dona kalırsın öyle
Dona kalırsın şakaklarında ıpıslak.
Aşkınla etrafıma bir duvar ördün
Kaçıyorum senden yine sana!
Yapraklar rüzgârda titrer geceleri
Uzak bir gün batımında ey sevgili!
Saçları kadın kokar gri bir akşam
Müptelası hüznün sesini duysam
Çağırsam çölleri çağırsam Leyla
Ölsem dizinde ve dizinde ölsem
Saçları kadın kokar gri bir akşam.
Sana zorsa şarkı dinlemek
Kuş resmi yap bahçe duvarına
Sokaktan gelip geçen kızlar görür
Bahçe duvarını aşan kedi görür
Güneş görür gözlerini kızların
Her akşam seninle gelir karanlık
Dolar içime garip bir ürpertiyle
Kaybederim seni sonra sokakta
Sonra sokakta seni seninle ararım.
Benim için ağladığını duydum
Yollar uzak gelemedim sevdiğim.
Hasretinden yanar yürek eridim
Yollar uzak gelemedim sevdiğim.
O tenhada sen vardın, gözlerin vardı.
İçimi acıtan ayrılığın vardı.
Kınama, hor görme, sevdim seni
Gerdanında bir taş, teninde bir ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!