Duraksar gülümseyişin,
Yıldızları boğazlayan karanlıkla hesaplaşmaya tutuşur gece.
Salınır daldığın rüyalarda eylül öyküleri…
Korkmasın sesini her seferde anımsadıkların
O gün geçmişte kalsa da
Yaşandı bir kez.Alın yazısı gibi çakılı kalır yüreklerimizde.
Hangi yoldan nasıl geldiğimi biliyorsun.
Odadaki bu fesleğen kokuları.yüzünden, ellerinden ta yüreğime….
Şimdi durmaksızın korlaşan o aşkın şerefine kaldıralım kadehlerimizi.
Dışarısı ayaz.İçimizde bir parça acı,etimiz kemiğimiz boydan boya özlem…
Perdeyi hafifçe arala ve dışarıya bak
Utançlarından başlarını eğiyor hüzün çiçekleri…
Ufka yürüyen bir derinlik değil ,sanki bir keskin bıçak deniz.
Yıllanmış mor şarabı sahile taşıyor dalgalar.
Toprağın susaması nasılsa ben de sana öyleydim işte.
Çılgına döndürsün beni ellerin.Çatlayan dudaklarımın ferahlamasını
Görmese de olur ay ışığı.
Ay gibi düş şimdi avuçlarıma…
Mehtabı yüklemek için yollarda olalım ışıklar ülkesine doğru seninle.
Çember çeviren çocuklar gibi
Dolaşıp duralım birbirimizde…
22.09.2018-78
Kayıt Tarihi : 23.9.2018 14:20:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!