Gücünü de göster vatansızlara
Yeterde be artık hayâsızlara
Sen geçit verme hayâsız hırsızlara
30 Marta zaferini kutla Erzurum
Mahzun kalmasın şanlı üç hilal
Dalgalandırmazsan en büyük vebal
..
Gitmek istiyorum buralardan sakince,
Acaba benide arayan olur mu?
Kaybolmak istiyorum inceden inceden,
Acaba benide özleyen olur mu?
Yaşım 30, hayatta 30 gün gülemedim,
30 yılda sevgilimi biran olsun sevemedim,
..
Kıyam Duruş
Şöyle bir durum bu ayette iki çift denmesi; ben ve sen bir çift, sen ve ben diğer çift; iki çift oldu. Ben ve sen ile sen ve ben dahi ayrı oldu. Çok kapsamlı bu!
10 ve 01 gibi yan yanayız, sen benim sağımdasın ama ben senin solundayım. İki çiftiz, tek çift değil; ama tekiz.
Üç elemanda (0.1.2) olanda şu; 0 için 01,02 var; 1 için 10, 12 var; 2 için 20 ve 21 var.
Bilgisayar sistemlerindeki ikili çokluklardan tutun sosyal alana kadar nerdeyse her alanda bu ikili açığa çıkış var. "Ben" açılımında bile benin negatif yanı nefis ve pozitif yanı ene olarak düşünülebilir. Açığa çıkış ikili bir sistem ile oluyor. Biri yok ise diğeri de görünmüyor! Gece olmasa gündüze isim bile verilmezdi.
..
AGUSTOS RÜZGARI
Gül dalında son yazdığım nameler açar gönül ayında.
Baharı beklemez tomurcuklarım açar dize dize.
Ağustos harında yanan bir ben miyim?
Gelinim, akduvaklı yarim, yaz rüyam...
..
YASAKLI SAKLI HAPİS YÜREKLİ Bir SEVDANIN GÜNLÜĞÜ...
Şairin adı neydi bilmiyorum hatırlamıyorum ama dizeleri sözleri çok hoşuma gitmişti…
Belli ki Sevmiş sıkı sevmiş
hatta hatta yazdıklarına bakılırsa hayatında ilk defe sevmiş
Hatırladım adı Bir Garip Akşamcı Ada mSessiz di
..
Harcamaktayım ömrümü gün gün,
Dün hiç,yarın beyhude gün bugün,
Günün her saati yarından hoyrat;
Yine döndüm başa gün oldu dün…Feride BEKTAŞ. 21.3.2010 saat 03-30
..
P E G A S U S
5 Temmuz 4 Ağustos tarihleri arasında,Alanyada,çok güzel bir tatil yaptım.Herşey sorunsuzdu.Ama 4 Ağustos,saat 14,30’da,Sabiha gökçen hava alanına inip,bagajlarıma baktığımızda,aklıma bile gelmeyecek bir sorunla karşılaştım.Tekerlekli sandalyem,hasar görmüş.Yepyeniydi sandalyem.Alanya ya giderken almıştım.Alanyada da hiçbir sorun yaşamamıştım,sandalyemle ilgili.Yardımcım,hemen sorunu belirtti.Rapor tutuldu.Verilen belgeleri kaybetmemem söylendi.Kaldığım yere gidince,hemen arabayı aldığım firmayı aradım.Tatil dönemi olduğu için,birkaç gün sonra gelip baktı yetkililer.Sorun,bizim sandığımızdan çok daha büyükmüş.Sandalyem,onarılamayacak derecede hasar görmüş.Havayolu şirketinin,ilgili bölümüyle görüştü firma yetkilileri.Arabanın bedelini ödemeyeceklerini söylemişler.Çok az bir miktar verebilirlermiş.Oysa,tamamen bagaj taşıma hatasıydı.Sorumluluk ve sorun,PEGASUS’undu.Ve ben çok,çok üzülmüştüm.En az iki yıl kullanacağım sandalyem,bir saat uçuş sırasında,onarılamayacak duruma getirilmişti.Yürüyemeyen bir insan için,tekerlekli sandalyenin ne anlama geldiğini? Az çok tahmin edebilirsiniz.Ayrıca:Yapılan haksızlığı da kabul edemiyordum.Sorunu,arkadaşıma ve eşine anlattım.Bu kez,havayolunun ilgili birimini arkadaşım aradı.Ona da,elimdeki belgelerle birlikte,başka belgeleri,kendilerine ulaştırmam söylenmiş.Ertesi günü,ben tekrar aradım.Benim hiçbir kusurum olmadı halde,neden güç durumda bırakıldığımı? sordum.Israrım ve baskım sonucu,gerekli belgeleri ulaştırmamı ve kabul edersem eğer? Ancak üçyüz dolar ve ödediğim bagaj ücretini alabileceğim söylendi.Kabul etmezsem ne olur? Diye sordum.O zaman,satın alma birimimiz,size başka bir araba alıp verecek dedi,yetkili kişi.Kabul etmek zorundaydım.Çünkü,sandalyelerin sınıf sınıf olduğunu.Bana,en düşük fiatlı bir sandalye verileceğini biliyordum.Üstelik:Ben,bedensel yapım gereği,her sandalyeye oturamıyorum.Belirli özelliklerinin olması gerekiyor.Bir sürü uğraş sonucu,409 YTL. Yatırıldığını öğrendim banka hesap numarama.Oysa,sandalyemin ücreti 650 YTL.ydi.Faturamı da,belgelerle birlikte iletmiştim.650 YTL. Nerede? 409 YTL.Nerede? Arada 241 YTL.fark var.Ve ben,sokaktan toplamıyorum parayı.Hayatta ise,tek başımayım.Beni,kendimden başka koruyacak kimse de yok.Dişimden,tırnağımdan biriktirdiklerimle yaşıyorum. İnanamıyorum.Koskoca PEGASUS bana sandalyemin ederini ödemedi.Oysa,üç yolcu parası anca eder.Üzüldüğüm,mağdur edildiğim de cabası.Bu yazıyı yazmak için beklememin nedeni:Hesap numarama,ne kadar para yatırdıklarını? öğrenebilmekti.Çevremdeki insanlara anlattığımda,”Boş ver.Bu kadar da aldın ya.”tümcelerini duydum.Yani,sus ve kaderine razı ol demekti.Ama neden susayım? Haksızlığa uğradığım halde,bir kenara çekileyim? Hep,”AMAAN BOŞ VER”ler le haksızlıkları körüklemiyor muyuz? Bu gün bana,yarın başkalarına.Benim yapabileceğim bir şey varsa? Yaparım.Yapabileceğim şey se,bu olayı yazarak.Duyurabileceğim her yere,herkese duyurmak.Bilincim,bunu yapmamı söylüyor.Bir daha asla,PEGASUS’a binmeyeceğim.Protesto ediyorum.Durup dururken,beni üzdüler,uğraştırdılar.Yeni bir sandalye alma durumunda bırakarak,güç duruma soktular.Haksızlık bu.Ve ben yine,İSYAN EDİYORUM.
Nilgün ACAR 11. 10. 2008
..
Güneş batmak için ufka yaklaşmakta
İnsanlar oruçla açlıkla halelleşmekte
Bütün sohbetler yemeklerle bitmekte
Sıcak oluyor ağustos ayı iftar sofrası
Yemekler hazırlanır misafirler çağrılır
Kâinat sofrasının numuneleri, kurulur
..
Aşığın halleri, maşuka olmalı ayan,
Olmuyorsa ne o yansın ne sen yan.
30.01.2015/Kahramanmaraş.
..
Yıl 1922
Karargah Şuhut, Helvacıoğlu Konağı
26 ağustos sabahı
Düşmana saldırıldı hudut hudut
Bir gece önce balo vardı,
Komutan eşleri baloya davet edildi.
Ertesi gün sabah saat beşte
..
GÜNLÜĞÜMDEN – 17?
Sevgili Tutku merhaba! Hem cevizli sucuk yiyorum, hem de seninle söyleşiyorum. Sabah kahvaltısında, hiç ekmek yemedim. İştahım kesildi. Çok yememem, daha iyi. Şu anda, sık ve az yiyorum.
Tutku, tansiyonum epey yüksek. Üstelik, tedavi görüyorum. Sabah akşam,ilaçlarımı düzenli kullanıyorum. Buna karşın, 17,10 belki daha yüksek. Çok rahatsızlık veriyor. Bitkinlik, yorgunluk, her şeye isteksizlik. Fena baş dönmeleri, nefes almakta zorlanma, sol göğsümde baskı ve ağrı. Ağrı sırtıma da vuruyor. Enseme ve başımın çeşitli bölgelerine girip çıkan ağrılar.
Hele iki gün önce, özellikle başmda, tuhaf bir baskı, kulaklarımda tıkanmalar. Yatmak isteyecek kadar bir halsizlik ve diğer belirtiler vardı. Yalnızdım. Sakin davrandım. Kendimi yormadım.Yapabileceğim başka şey yoktu zaten. Ama günlerdir sürüyor, rahatsızlıklarım. Hastaneye gitmem gerek. Ters bir zamana geldi. Bu gün 23 Nisan ve hafta sonu.
Sonunda beni hasta ettiler. Stand dı-masaydı, otobüs tü,olurdu-olmazdı. Yok sen o cümleyi nasıl söylersin? Ivır dı-zıvır dı. O beni nasıl yanlış anlar? İnanamıyorum, öyley di-şöyley di derken. Bana keçileri kaçırttılar. Evet, gerçekten keçileri kaçırttılar. Çok sıkıldım. Günlerce ağladım. Sonuç: Hastalanma. O, çok ağlamalarım sırasında, tansiyonum yüzünden ölebilirdim. Şu, zekasından iyice kuşkulandığım, kalem müdürüne gıcıklığım olmasaydı? Ölmek umurumda bile olmazdı. Ama ona gıcık olduğum için, direndim ve dayandım. İlk olanakta da, hastaneye gideceğim. İyileşirim.
Her zamanki gibi, zafer benim Tutku. Pazartesi günü, işe başlıyorum. Hem de, engelli otobüsü, gelip alacak. Akşam taksiyle döneceğim. Akşam saatlerimiz uyuşmadı. Allah büyük be Tutku’cuğum. Elbette bir kolaylığı olur. Taksiyle döneceğim için, büyük akülü sandalyemi Belediyede bırakacağım ve şarja takacağım. Eve, manuel sandalyemle gelip gitmek zorundayım. Akülü sandalyeme orada bineceğim.
Çok şükür işe başlayabileceğim. Bu mevsimde: 13,30 - 21,30 saatleri arasında çalışmayı düşünüyorum. Havalar iyi gidiyor. İnsanlar, dışarıda oluyor o saatlerde. Yazın, iyice sıcaklarda, 16,30 – 24 – 001- 002 arasında çalışırım. Çünkü, otobüsün son saati: 16,30 muş. O, saat çok sıcak olur henüz ama sanırım, klima vardır. Ben de o zamana dek, güneş şemsiyesi alırım.
..
Şu andaki şiirim-vatan hainlerine
Sebep oluyorsunuz-sıkıntı ile kine
Teklif sunuyorsunuz-diyormuşsunuz bayrak
Bizim de bayrağımız- doğru diyorsanız kalk
“Vatanıma göz diktin -kıydın 30 Bin cana
Müslüman'ım Türk'üm de-yazık bunca insana”
O mitinglerinizde-yoktur bir tane dahi
..
Ağustos ayı gelince,
Bir telaş başlar bizim oralarda,
Fındıklar olmaya başlar dallarda,
Şarkılar,türküler söylenir tarlalarda,
Bir başkadır Ağustos ayı bizim oralarda.
Gündüzleri güneş yakar kavurur,
..
AĞUSTOS BÖCEĞİ
Temmuz Ağustosun çöl sıcağında
Doğanın yemyeşil dost kucağında
Şen şakrak kemanı yanık bağrında
Çalar durur bize ağustos böceği.
..
13.04.13 (Cumartesi)
Tayinim çıkmış. İsteğim dışında. Norm kadro fazlasıyım burada. Geldiğim yıldan beri. Kalbime doğmuştu. Ya da altıncı his diyelim buna. İçime doğdu. Geldiğim yıl 4 edebiyat öğretmeniydik. Biri müdür yardımcısı 3 öğretmen. Sonra içimizden biri daha müdür yardımcılığı kadrosuna atandı; kaldık mı 2. Yıl sonunda 2 öğretmen daha geldi; olduk mu sana2 si müdür yardımcısı 5 edebiyat öğretmeni.
Bu biri fazla dedim kendi kendime. Aman dedim ben 23 yıllık öğretmenim bana bundan ne. İçlerinden biri geldiği gibi gider herhalde. Öyle olmadı; piyango bana vurdu. Biri 30 yıllık öğretmen, diğeri Dilovası gibi puanı yüksek bir yerde öğretmenlik yapmış şanslı bir kişi. Üstelik 7 yıl mı 10 yıl mı dershanede çalışmış. En az 21 puan da oradan kaybeder. Yıl benden kıdemi eksik, al sana 30 puan daha kayıp etti mi,30 puan benim açımdan avantaj. Bir de benim köyde çalıştığım beş yılın bana getirdiği ek 10 puanı düşünürsen, etti mi sana 40 puan. Ama gel gör ki adam bu 40 puan dezavantajı alt ediyor, 20 puan daha bana fark atıyor.3 yıl en yüksek 35 puan olsa Dilovası al sana 75 puan avantaj. Her türlü beni geçiyor. Bu da benim kaderim.
Hiç aklımda yokken elde ettiğim fen lisesi öğretmenliğini yine hiç yoktan kaybedişime üzülüyorum.
Yıldır bu norm kadro fazlası olmanın yazdırdığı şiirleri hesaba katarsam kazancımın hiç te az olmadığını görüyorum. Gecikmiş askerliğimin bana yazdırdığı o güzelim şiirleri de düşünürsem Sartre’in ‘Kayıplar kazançtır’ sözüne hak vermemek elimden gelmiyor.
..
Isparta 40. Piyade Alayı Avcı Taburu Erleri
30 Sene Sonra Alaçam’da Buluştular! ..
Temmuz 1983 Celbinde Isparta 40. Piyade Alayı Avcı Taburu 5. Bölük 2. Takım Piyade Alayı’nda askerliklerini kısa devre er olarak yapan dört arkadaş,Samsun’un Alaçam ilçesinde 30 sene sonra bir araya geldiler.
172 Nolu Şair ve Yazar Necdet Yoldaş,(52) 179 Nolu Fazlı Hatunoğlu,(56) 180 Nolu Şair ve Reklam Yazarı Hasan Sancak,(56) 181 Nolu Orhan Sancak’ın(57) bir araya gelmesi, duygulu anların yaşanmasına sebep oldu.Hasretle kucaklaşan dört asker arkadaşı, başlarından geçen anılardan bahsederek,yanlarında bulunmayan Ender Kızılkanat,Ender Kaynak,Hüseyin Bozdağ,Recep Yağan ve Zafer Sayın’ın kulaklarını çınlattılar.30 sene önce başlarından geçen komik ve ilginç askerlik hatıralarının anlatılması, o günlerin yeniden yaşanmasına yol açtı.Asker arkadaşları, birbirlerine ev adresi ve telefon numaralarını vererek,daha sık bir araya gelme ve bağlarını kopartmama sözü verdiler.
..
I
Bir şiir yazsam diyorum..
içinde sen olmayan
ama ne mümkün
sensizlikte bile
seni anlatıyor tüm kelimelerim
kötüyüm;
..
Herkes hayellere dalıpta yattı,
Fay hattı çıldırdı kancayı taktı,
Yüksek binaları içine yuttu,
Onyedi ağustos acılı bir gün.
Göçükler altından çığlık yükseldi,
Kızılay devrede yardımlar geldi,
..
Seksen altı yılının o 3 Ağustos günü
Mutluluğa ilk adım: Pınar - Tufan düğünü.
Çırpınarak iki kuş,iki gönül bir oldu
Kurdukları yuvaya sevgi, mutluluk doldu.
Bak yine 3 Ağustos yirmi yıl doldu bu gün
..