Son öldüğüm balkondan yazıyorum bu satırları
Tüm şiirlerimi İstanbul dan yazdım sana
Bu 112. iç döküş
Elimde sağlam kalan son bileğim tutuyor kalemi
Babamı asırlardır görmeyişimin gecesi
Bu şehirde veya onlarca şehirde
Birileri için 112 gün kaldı bir şeylere
Birileri 112 gün sonra yaşamayacak belki
Bu şehir kanser hastası olduğunu öğrenen birinin sigaraya başlama isteği…
Burası tüm kötü insanların felaketler sonrası toplanma alanı
Bana sorarsan sevgilim
Son peygamberden sonra iyi kul yaratmaktan vazgeçti Allah
Hemen tövbe çekip yargılama
Çoktan çarpılmasaydım yazabilir miydim bunca şeyi
Nerede kalmıştım
Ha evet ben bütün şiirlerimi İstanbul dan yazdım sana
Sen bir yerlerde yüksek promille büyük hayaller kurarken ben kalemimin mürekkebini keskin vedalarla dolduruyorum
Sahi bitanem sen korkmuyor musun hiç yüksekten?
Sabahın üçünde şiir yazan her insan ağlar sevgilim
Ben yüksekten çok korkuyorum
Ne zaman bir asansöre binsem upuzunca bir rezidansta
On üçüncü katta pat diye duracak ihtimalinden aklım çıkıyor
Hayır sevgilim
Senin kurtarılmak sandığın şeyi yıllar önce babamın ceketinin cebinde unuttum ben
Geri kalan ömrüm seni ve babamı affetmenin yollarını aramakla ve ardınınızdan ağır küfür etmemek için dişlerimi sıkmakla geçti
Biraz daha zorlasam,
İki nefes arasında çıkacak canım bedenden
Kırılır mı bu şehir?
Onu terkedip gideceğim diye
Umurumda değil
Senden gideceğim İstanbul
Biliyor musun sevgilim
İnsan en çok sabah ezanında anlar kimsesizliğini
Ve ben her sabah,
Adını ezbere bilen yaradana rağmen
Bir türlü dua edemiyorum
Çünkü senle kavga ettiğim her gecede
İnancımı yorganın altına sakladım
Üşümesin diye
Bazen, diyorum ki
Keşke çocuk kalsaydım
Babamı tanımadan
Seni hiç sevmeden
İki yudum sevinçle büyümeden
Ama olmuyor
Çünkü çocukluk bile büyüdü bende
Ve sen hâlâ “biz” olmayı
Yokuş aşağı koşmak sanıyorsun
Gözlerinin kenarına düşen o ilk kırışıklık var ya
Ben orada emekledim
Orada öğrendim susarak bağırmayı
Ve orada öldüm
Kimseler bilmeden, kimseler ağlamadan
Senden de gideceğim sevgilim.
Kabul et
Sen gittiğinde İstanbul da susmadı
Ama ben sustum
Kendimden vazgeçer gibi
Seni affetmeye çalışırken tırnaklarımı içime geçirdim
Çünkü biliyorsun
Bunun affı yok
Bizim geldiğimiz yer artık affetmeyi bilmiyor
Sadece unutmak için dua ediyor
Hoşçakal İstanbul
Hoşçakal aşk.
Burçin Çelik
Kayıt Tarihi : 7.5.2025 20:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!