Onur BİLGE
Sonbaharın son günlerinden bir cumartesi… Hava günlük güneşlik… Pırıl pırıl bir akşamüstü… Mesken'deki bir arkadaşımdan dönüyorum. Ellerim ceplerimde, tadını çıkara çıkara yürüyorum. Yürüdüğümü fark ede ede… Kaldırımın birinden diğerine geçerken gözüm sağ tarafta birine ilişti. Bir ses duyarak o yana bakmıştım. İnce, uzun, beyaz bir bastonun tıkırtısıymış. Orta boylu, zayıf bir siluet… Lacivert takım elbiseli, kumral biri… O da aynı kaldırıma çıkmak üzere engeli yoklamada… Henüz bir iki adım atmıştım ki geriye döndüm ve ona doğru yöneldim:
“Haydi beraber yürüyelim! Bırakın onu! Öyle yavaş değil. Şöyle hızlı hızlı…”
“Peki ama onun için koluma girmeniz lazım.”
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Devamını Oku
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm