Züleyha nin sevdası Şiiri - Murat Ülkü

Murat Ülkü
1317

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Züleyha nin sevdası

Züleyha’nın sevdası düştü canıma,
Kör edici bir güzellik, ilahi bir nur.
Onda yandı ruhum, erdim Rahman’a,

Onunla coşup taştım, oldum aşktan hür.
Ben, delicesine seven Yûsuf oldum,
Bir 'Aşk' oldum sadece, ne eksik ne çok.

Başladı Züleyha mektuba, titrek el:
"Yûsuf..." dedi, noktayı yine "Yûsuf" koydu.
Gördü ki hitaptan öteye yok bir yol,

Kelâmın bittiği yerde aşk duruyordu.
Lügatinde tek sözcük, tek hece: Yûsuf.
Söz bitti, kelime artık hükümsüz,

Ama küçümseme, bu kelâmsızlığı ey yâr,
Bil ki kelâmdan öte sadece Ah var.
Ah ki, gök kubbe onun hararetiyle döner,

Ve dünya o sarsılmaz Ah üstünde durur.
Şimdi ben, tut ki Mısır’a Azîz’im, efendi,
Boynumdaki künyede tek vasfım yazılı:
Vasfım amâdeyim: Hâlâ Züleyha’ya köleyim...

Yıllar geçti, tahtlar devrildi, Mısır’da açlık;
Göz pınarım kurudu, tükendi tenim.
Fakirlik ve yaşlılık giydiğim kalın kışlık,

O ilk güzellikten kalmadı eser, ne de ben.
Karşımda durdu Azîz, bir zamanlar kölem,
Tanımadı beni, sordu: "Ne istersin ey cân?"

Dedi ki Züleyha: "İstemem artık ne mal ne mülk,
Senden tek dileğim var, Rabb’e yalvarman;
Ki bu bükülmüş beli, bu kararmış gözü,

Aşk için tüketilen gençliği geri versin O.
Ve sonra ey Yûsuf, o genç ve ilk günahkar kalbim,
Mecazi sevdayı bırakıp Hakiki’ye dönsün."

Dua ettin; kabul oldu, nur indi cihâna,
Geri geldi gözlerim, tenim pınar gibi aktı.
Lakin kalbimde yanan artık başkaydı,

O ilk meylin ateşi, arınmış bir bakışta yoktu.
Sen artık eş oldun, ben ise âbid, bir rüya.
"İbadet et," dedin, "Şükür kıl her nefeste."

Aşkımın sırrı çözüldü, Leyla'dan Mevla'ya yol.
Gönlümde sensin ama, sana varan yolda O var.
Seninle varım, ama O’nunla sonsuzdur bu kol,

Oysa yine de son sözüm, son ahım: Yûsuf...
Ve sen elmayı koklayıp ruhunu teslim ederken,
Ben mezarına kapandım, sonsuz vuslatı dilerken.

Şimdi biz, ne Azîziz, ne köle, ne ihtiyar, ne genç,
Ne bir mektup var elde, ne de titreyen bir Ah.
İki isimiz artık tek bir hikâyeye denk,

Kalplere inen her vuslat, her niyaz, her sabah.
Yûsuf’un sabrı ile Züleyha’nın aşkı,
O sonsuzlukta eriyen tek bir damla su.

Ve bu aşk, Mısır’da bir taş, bir Firavun değil,
Tarihin kalbinde atan bir sır, bir mühür oldu.
Göklere yükselen Ah’tır ki; eğilmiş her meyil,

Şimdi her seven, her âşık bu sırrı senden buldu.
Kelâmın bittiği yerdir: Aşk oldum ben...
Ve bu son sözle kapandı, perde indi artık, can...

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 21.11.2025 15:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!