Gönlüm bu nefs ile menzil alınmaz
Hakkı aramadan cevher bulunmaz
Arı kovanına elin sokmadan bal tadılmaz
Alev alev tütmeyen aşk ocağı yaramaz
Hak dilerse ayan eyler yolun senin
Harlar içüne yak nefis benin
Yana gör nasıldırür gönül kemin
Buğday idün ezerler unun senin
Eze eze ederler nimet yemin
Unu pişirir ekmek eder tezgahında Hz Muhammedül emin
sas
Anlamayan kalbi taştandır delinmez
Er zahmetin meşaketi adeveti dinlemez
Dünyayı köle niyetine yükletseler taşırda inlemez
Elekten geçmeden gönül nimet olup inlemez
Eğer seni yandırsalar
Külün göğe savursalar
Bir yudum su vermeseler
Hüseyin ra yoldaş etseler
Habibi hüda gibi illallah direm
Hak yolunda alsalar başı
Akıt iki gözden pınar gibi yaşı
Köle diye vursalar sırtına taşı
Habibi hüda gibi ilallah direm
Nefsin ikiliğini yak kul ol
Can içre can ile canan ol
Menzille koma set yaran ol
Ol Sevgili en sevgili için yol bul
Süslü nefsi terk et ol hüdaya kul
Geride kalan kaybolur bulunmaz cet
Muradi ver canını hak yoluna yet
Can vermeyince canan ile olunmaz
Dostdoğru olmayınca yol yürünmez
Eğri büğrü yolda sonu görünmez
Temeli bozuk yerde yuva kurulmaz
Allah ve rasulü dışında dost bulunmaz
Alemlere sığmayanı bul sığdır böğrüne
Temiz tut sahip çık evine
Gelmezler rabbine secde etmeyene
Dağlar yüceler dağlar eğilmez
Sanma sana geçit olur yol vermez
Zirveler önünde bükülmez
Şah damarından yakın görülmez
Yakınındaki senden sana yakin terk edilmez
Kayıt Tarihi : 13.6.2025 00:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Buğdayın un olma hikayesi
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!