Zeynep Kadın Şiiri - Selçuk Göldere

Selçuk Göldere
23

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Zeynep Kadın

zeynep kadın ( Zeynep Şenpınar sen ölmedin insanlık ölüyor...!)

bir bakmışsın gün geçmiş bir mızrağı
atıyorum hızla kendimi dışarı kabuğumdan
yürüyorum hızlı adımlarla bulmak için kendimi
geçiyorum köyümün evlerini servimin dallarını
iniyorum er vakitte gök ovamdan aşağı
kavuşuyorum rengini tarif etmesi zor denizime
zor topluyorum ayak bağlarımdan kendimi
saçlarımı zor topluyorum rüzgarından kıyının
eteğime biraz da taş topluyorum gülerek
eziyorum bir bir ayaklarımın altında beni
senden topladığım kor üzümlerimi seriyorum yerlere
seriliyorum üzerine dalgaların inadına
kalan özümü diziyorum serili tahtaların üzerine
yürürken güneş aşağı çıkarıp kurutuyorum ellerimi sudan
seviyorum senden kalan açık yaralarımı diyorum kendi kendime
bilmeden kimin konuştuğunu enim boyum çözülüveriyor birden
sana değil aklıma küsüyorum yine diye ekliyorum
derken bulutlar geçiveriyor pembe göğsümden
al beni içeri derken sana kapında durmuş
kızları kovalayanlar geçiveriyor gözümün önünden
göğsüme ağrı giriyor korkuyorum
nefesim daralıyor kalabalıktaymışım gibi
aptal ıslatan yağmurlara yakalanıyorum beklerken seni
ayaklarımın altındaki çiçeklerin kuruyor baktıkça
sen açmayınca kilitsiz kapılarını
üzüldüğümü sanıyor susuyorum
diğer elim bir başımda yere düşürüyorum beş taşımı
eski bir araba geçiyor arkamdan
içinden bir radyo ölüyor yavaş yavaş
denizde boğulan bir adam gibi çıkıyor sesim
tam gidiyorum derken sesimi duyuyorsun
içimden haber ediyorsun
kimdir bu adam diye ekliyorsun bana beni sorup
bir masa daha koyuyorsun şişeye
hoş geldin diyorsun
bir yudum alıyorum ezdiğim özümden
dizlerimin bağından kuş gibi yükseliyorsun
çıkayım göklere derken ben sesinle karışıyorum yine
sen kanat çırpıyorsun salkım üzümlerimden
gözlerimden düşenlere bağışlıyorsun sözümü
ismin neydi diyorsun bir daha unuttum…
gelsene diyorsun ötelerden
birden soruyorum kendime neredensin diye
bir bakıyorum akşam olmuş bende
binlerce düşen var kadehimde
gidecek yolumuz var daha diyorum kendi kendime
çabuk ol durma deyip göğsüme oturuyorsun
terlemiş bir bardak suyu bir inişte koşuyorum
dilim gevşiyor birden güneş düşüyor
ne diyeceğimi unutuyorum
seni … diyorum…dalgalar coşuyor
unutma sözünü diyorsun
unutmam diyorum ikimiz de susuyoruz
ben eziliyorum daha girmeden mahzenine
elim ayağımı tutuyor dilim damağımla sevişiyor
gözlerime bakıyorsun
beni ince süzgeçlerden geçirip
boynuna meze gibi diziyorsun deniz kabuklarıyla
kuruyorum batan güneşinde
tuz kokuyorum acımdan
ardından düşüyorum bir süre sonra kara bir deliğe
derken karanlığında ışık gibi yok oluyorum
bu kez yok oluşumu izliyorsun karşıdan
uzağımdan yakınıma geliveriyorsun
zaman yok oluyor sanki
anlam yok oluyor bil ki
gözlerimi alıp kaçırıyorsun benden
biliyorsun sebebimi
soruyorsun sen yine de
senden yakınlara doğru gidiyorum
gel otur demiyorsun
göz süzüyorsun bu kez uzaktan
ben esip gidiyorum senden
geçirip geliyorum derken seni kapıdan
anahtarı arıyorum üzerimde
elimi cebimden atıyorum
kendimi kilitliyorum birden içime
şaşırıyorum bu halime
sözümü geçiriyorum bileklerime
sen yoksun artık evinde diyorum
in cin top atıyor sahilde
yoksun bende diyorum
uyanıyorum
ay doğmuş
yıldız kaymış
yakamoz çoktan gitmiş
güneş mi battı diyorum

sg/ yirmibeşmayısikibinyirmi

Not: Bütün Zeynep kadınlar için (Nurhan KARADAĞ'a ithafen)

Selçuk Göldere
Kayıt Tarihi : 30.5.2020 02:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


öldürülen kızların bir günlük hikayesidir...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selçuk Göldere