Kuşlar uçar başımın üstünde
Kanat çırpar sevgi rengârenk
Düşe dalıverir yemyeşil çayırlar
Selvi kavaklar türkü yakar
Ben çocuğum diye
İnsan ki menzile giden yolda
Menekşe yaprağında çiğ
Ağaçta er geç koparılmaya mahkum meyve
Bir tadımlık saltanat sarhoşu
İnsan ki menzile giden yolda
Karabağ’a Varsa Yolum
-Elçin İsgenderzade’ye
Karabağ’a varsa yolum
Şuşa’da Tophane’de
Armut ağacı gölgesinde
Türkü yaksa Tar’ım
AZERBAYCAN
Azerbaycan
Sen içimde bir özge can
Ta çocukluk uçurtmamda
Rengârenk asılı kalmış
Geceler
Kimi kez kaktüs dikeni gibi acıtır geceler
Ürperir ay, üşür düş, rüzgâr bıçak gibi keser
Gıcırdayan kapı sesi gibi irkinti ve
Yırtıcı kuş gibi cellat ve haindir geceler
Uğruna ömür tüketmek varmış
Boynum kıldan ince gülüm
Yolunda yorgun düştüğüm oldu
İncindiğim de
Onuruna hiç toz kondurmadım ama
Kanım donar
İnsan olduğumdan utanırım
Doğan gün
Açan çiçek
Gülümseyen güneş
Bir haz vermez
Gözüme mıh çakarcasına durma öyle
Yol var
Yolculuk var
İş aceleye gelir
Bir şey olur
Beni yağmura çağır unutma
Ağacın damarlarından sökülüşü gibi
İçli bir türkünün hüznü gibi
Yarım kalan çocuk oyunlarının özlemi gibi
Arkaya mühürlenmiş bakışlarımızla
Düştük yollara aç yalınayak
Bir kofer bir sandık
Bir Tren Kalkıyor
Kosova'dan
Bir daha dönmemek üzere
Bir tren kalkıp meçhule doğru gidiyor
Vagonlarına Türkçem doldurulmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!