Guguklu saat durdu
Şimdi her saat başı
Yüreğimden
Çıkacak gibisin
Saklı bir şehrin arta kalanlarıdır ömür
Adımlarında sessizlik
Ağlayanında kimsesizlik
İçine doğru kıstırıldıkça saat kadranı
Saklı bir şehrin
Lastikle tutturulmuş
Basit bir sapandan
Kuşun ayağına kurşun gibi
Bir taş geldi
Dosttan gelmeseydi taş
Bu kadar incitmezdi
Sabah olacak mı?
Bir daha doğar mı güneş?
Bir dağın ardında yoruldu yıldızlar,
Ateş böcekleri geldi ellerinde ışıklar.
Uzun bir gece saklandı arkama,
Körebe oynadı bulutlar
Toprağın içinde
Toprak solardı
Yolların içine üflerdi rüzgar
Kurumuş yaprakları bir bir salardı
Gecenin içinde bir gece daha
Dargınlığım sanadır
Kırgınlığım sevgim kadar.
Giderim yine kendime
Sonsuzluğum sanadır.
Dün vardın
Saçlarımı sancılarından kestiler
Sonradan uzun saçlarımı ve sancı sandıklarımı özledim
Usulca eğilip
Kulağıma fısıldadığın akşamlar
Aşkı düşünürdüm.
Sonra bir yangının sıcaklığında
Küle dönüşürdüm.
Sık dişli taraktan
Dolaşık saçlarda iyimser kavga,
Bitlerin kilerinde bir teneke dolusu
Argan yağı,
Dolgun saçlarda
İpeksi halıyla döşemişler evlerini
Tabut büyüklüğünde
Küçük bir toprak!
Ölmeden diri diri gömülmek nasıldır?
Kayan balçığın içinde
Derinden bir çığlık!
Bir çamur içinde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!