Hoş geldin gökteki ay, yıldızlar
Sabah doğacak güneş hoş geldin bana
Yukarıdaki gökyüzü
Başımın üstü hoş geldin
İşte yeni bir köprü daha
Uzanmış bi uçtan diğerine
Yılan misali
İster Boğaziçi olsun
İster Yavuz Sultan Selim
Umurumda değil.
Ağaç toprakla barışık
Salmış köklerini bağrına
Toprak ağacı sarmış
Ağaç toprağı tutmuş
Benim ölümüm sensizliğinle olur
Susar gönlümdeki kuşlar
Solar çiçekler yüreğimde
Sessizliğe gömülür
Gönlümün mezarlığında
kulağımdaki şarkılar.
Şimdi
Hiç kimsenin bir şey bilmediği
Bir bilişim çağında
İnsanların selamlaşmayı unuttuğu
Sosyal ağlarda kaynaştığı, sosyal ortamda
Yalanların sorgulanmadığı
Bir araba geçti
Ardından egzoz dumanı
ve gürültü bırakarak.
Sonra bir fayton,
At kişnemeleri
Bizler hayattayken toprağın altına girenler,
Toprağın altıyla üstü karıştı birbirine.
Gündüzü gece diye yaşadınız.
Toprağın altı sizin için umuttu, ekmekti, gelecekti.
Toprak sizi bırakmadı:
“Geldin. Burada kal. Gitme!” dedi.
Yine kendimleyim
Herkesin ve her şeyin dışında
Kendimle yaşamaya alışıyorum
Plansız ve beklentisiz
Öyle tek başıma
Gecenin sustuğu
Karanlığın gizlediği
Sensiz sokaklarda
Arıyorum kendimi
Bakışın kalmış öksüz ruhumda
Titriyor yalnızlığım
Bir şey oldu
Bana bir şey oldu
Ben de anlamadım
Yaşamak istediğim bir şey
İyi bir şey
Hani aşk derler, tutulma derler



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!