Zamanlar Ve Yitip Giden İnsanlar

Mehmet Zeki İçer
36

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Zamanlar Ve Yitip Giden İnsanlar

Bir gün sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp aynanın karşısında dururken, ak düşmüş saçlarımıza ve solmuş yüzümüze sanki her zaman öyleymiş gibi bakacağız..!
Zaman en acımasız yüzünü gösterecek bize ve akıp giden yılların farkında bile olmadan alışmış olacağız bu olanlara..
Saatler durmuş vakit aynı vakit, en güzel elbiselerimiz henüz küçülmemiş, ağaçlar dahi hiç yaprak dökmemiş, ve biz hala o küçük afacanlarız lakin ne mecalimiz var uzun uzun koşmaya nede yeni adımlar atmaya takatimiz..
Unutacağız geçmişi,
hatta bugünü ve yarını vakit kaybetmeden zihnimizden atacağız..!
Gönlümüze ağır gelen ne varsa hepsini maziye gömeceğiz..
Keşke denen zavallı dayanacak kapımıza..!
Ve..
Keşke sevdiklerimizle geçseymiş tüm vaktimiz diyeceğiz..
Keşke falanın filanın kalbini kırmasaydık..!
Daha çok gezip tozsaydık, iki satır fazla okusaydık..
Daha çok sevseydik keşke..!
Sevmenin ayıplandığı şu çağda, tüm ömrümüzü sevda üzerinde demleseydik..
Keşke o günlere geri dönebilseydik de bugünlere hiç gelmeseydik..
Biz keşkeler girdabında böyle sayıklayıp dururken azalan ömrümüzden bir gün daha kayıp gidecek..!
Çırpınıp dursak da nafile son pişmanlık fayda etmeyecek..
Geceyi kucaklayıp sabaha yenik düşeceğiz..!
Dikenine katlanamadığımız gülleri sevmeye devam edeceğiz..
Mum ile arayacağız kıymetini bilemediğimiz bazı günleri..
Ve zaman akmaya devam edecek sinsi sinsi..!
Ne yaparsak durduramayacağız..
Bazı okurlarımın peki ne yapalım dediğini duyar gibiyim..!
Bu saatten sonra en doğru olanı yapıp insan olmaktan çok, insanlığa layık olmak için yaşayalım..!
Sevip sevilelim, gülelim ve ağlamayı öğrenelim..
Gül’ü dikeniyle sevelim,
korkarken incitmeyelim ve sulamayı asla ertelemeyelim..!

Mehmet Zeki İçer
Kayıt Tarihi : 5.6.2019 01:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Söz: Mehmet Zeki İçer Instagram: @sozyaramda

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sıcak Rüzgar
    Sıcak Rüzgar

    Yola çıktık bir zaman, hevesle, umutla,
    Omuz omuza yürüdük, dağla, taşla, bulutla.
    Kimi düştü ilk yokuşta, kimi kaldı vadide,
    Kimi savruldu rüzgârla, unuttu kadim yâri de.

    Zaman, bir hoyrat cellat, biçti gönül bahçemi,
    Ne dost kaldı dalımda, ne de eski neşemi.
    Kimse bilmez solanları, yüzlerdeki maskeyi,
    Yaşanmamış ömürlerle doldu şimdi defterim.

    Bir dost vardı, gözlerinde yıldızlar parlar idi,
    Zaman geçti, baktım ki, küllenen o nar idi.
    Bir başkası şerbet gibi, neşe verir, taşar idi,
    Gör ki şimdi pas tutmuş, kırık bir kadeh gibi.

    Kimi servet peşinde kendini kaybetti gitti,
    Kimi aşk deyip de ömrünü yaktı, kül etti.
    Kimi kol gezdi hırsla, dostu, yoldaşı sattı,
    Ziyan oldu canlarım, birer birer firkatle battı.

    Ey zaman, ne zalimsin, nice yiğidi ezdin,
    Omuzlarda yük oldun, genç başlara dizdin.
    Kimse seni yenemedi, ne padişah, ne vezir,
    Pes ettiler önünde, sersefil oldular bir bir.

    Ama selam olsun yitmeyen, dik duranlara,
    Dostluğun hakkını veren, eğilmeyen canlara!
    Her fırtınada dimdik, kök salan çınarlara,
    Maziyi yâd edip, vakarla bakan yarınlara.

    Kalbini satmayanlara, hatır bilip susanlara,
    Bir lokmayı bölüşüp, acıyı bal kılanlara.
    Zamana inat, dostunu yâr bilip sarılanlara,
    Selam olsun, aşkı da, vefayı da koruyanlara!

    Ben de çöktüm nice kez, ama eğilmedim yere,
    Dostum düştü mü, koştum, el verdim her çökene.
    Belki de sırf bu yüzden, kaldım az ve yalnız,
    Ama alnım ak, gönlüm pak, yüreğim hâlâ yıldız.

    Kul Ömer der ki: Zaman ne yaman, dostluk ne değer,
    Yitip gitse de niceleri, vakur kalan elbet yeter.
    Küle dönenin ardından ağlamam, yanan bilsin halini,
    Ben sağ kalan dostlara selam ederim, eyy zaman, al beni!

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mehmet Zeki İçer