“Zamanın Gizli Bahçesinde”
Bir gece, zamanın unutulduğu bir saatte,
kapısında hiçbir tarih yazmayan bir bahçe.
Ay ışığı, taş yolların üzerine düşüyor,
her taşta farklı bir çağın gölgesi duruyor.
İlk adımı attım.
Bir kuş kanadından düştü zaman,
rüzgâr alıp götürdü yüzyılları.
Bir bakışta seni gördüm—
henüz doğmamış şehirlerin ortasında,
henüz yazılmamış hikâyelerin ilk cümlesinde.
Bahçenin ortasında bir saat,
ne akrep, ne de yelkovan var.
Yalnızca ellerin uzanıyordu bana.
Bir kapı açıldı;
arka tarafında,
denizlerin henüz isim almadığı bir dünya…
Gökyüzünde tanımadığım yıldızlar,
ama içlerinden biri,
senin adını ışıkla yazıyordu.
Zamanı geriye sardım,
ta ki senin gülüşün ilk kez toprağa değene kadar.
Orada,
henüz konuşmayı bilmeyen rüzgâr,
senin sesini ezberliyordu.
Sonra ileri gittim—
o kadar ileri ki,
takvimler çoktan bitmiş,
günler artık sayılmıyordu.
Yine vardım sana…
Saçlarının arasından düşen yıldız tozları,
parmak uçlarımda çoğalıyordu.
Anladım ki sevgilim,
zaman, senin etrafında dönüyordu.
Ne geçmişin zinciri,
ne geleceğin sisleri
bizi ayıramıyordu.
Belki de zamana yolculuk,
yılların kapılarından geçmek değil…
Senin gözlerine her baktığımda
dünyanın ilk sabahına uyanmaktı.
Köksal Çelik
Köksal ÇelikKayıt Tarihi : 8.9.2025 21:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!