Sen ne güzel bir kızsın sen, Botan’ın kızı!
Yüreğime saplandı gözlerinde ki sızı.
Meğer ne zormuş Mezopotamya da insan olmak.
Hele bir de çocuk olmak.
Dün bir internet sayfasında gördüm seni.
Kar üstünde geleceğini arıyordun,
Ayağın da renkli terlikler vardı.
Sen yürüyordun, kar üşüyordu…
Sözüm ona okula gidiyordun, iyi ama kimin için?
Ben derim ki; Senin için.
Anan - baban der ki; “Zozan umudumuz, kurtuluşumuz, okuması bizim için.”
Devlet der ki; Devlet için, millet için.
Sormaz mısın; Zozan kız: Bu çektiklerin, bu rezalet ne için.
Suçun Zozan olmak mı?
Mezopotamya da doğmak mı?
Kim bilir belki de suçun Kürt olmak!
Ama bence asıl suçun kadın olmak, insan olmak.
Zozan sen halkımın göz bebeği,
adın burada Zozan, Dersimde Beser,
Muğla da Türkan, İstanbul da Serpil…
Yeter artık, yeter çektiğin.
Ayağında ki ayakkabıdan korkuyorlar.
Hırsız bunlar, çaldıklarından paylaşmayı bilmiyorlar.
Zamanıdır terlikli ayaklarla ayağa kalkmanın!
Zamanıdır Hırsıza, soyguncuya, işbirlikçiye hesap sormanın.
Zamanıdır emanet aldığımız dünyayı yaşanılır kılmanın…
Kürt, Türk, bilmem ne olduğun yada olacağın sen bileceğin!
Benim bildiği; Bu düzeni devirmenin!
Zamanıdır güneşe yürümenin.
En önemlisi zamanıdır, Zozan’a güvenmenin.
Kazım Beysülen
20 Aralık 2012
Kayıt Tarihi : 17.1.2016 09:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!