Zâhirde Galip Bâtında Mağlup

Dünya Yükünün Hamalı
324

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Zâhirde Galip Bâtında Mağlup

Ali Aşkıyla Değil, Muaviye Nefretiyle Kazandı

(Zâhirde Galip, Bâtında Mağlup)

Kalem susar, aşk konuşur
Ve aşkın dili susmakta gizlidir bazen.
Ali, susarak haykırdı âleme,
Çünkü aşk, feryatsız dağlar kurar gönüllere.

O, bir cevherdi sidreden içre,
Nurdan dokunmuş sabır hırkasıyla
Yürüdü fitne yangınının ortasına,
Elinde zülfikâr, gönlünde semâ.

Ey cân, bil ki
Zaman olur hakikati aşk değil,
Kin besler;
Ve kalplerdeki Ali
Susarken, dillerdeki Muaviye haykırır.

Aşkın kapısından girmeyenler,
Kin kapısından geçer cübbesiz.
Çünkü aşk yanık ister,
Nefretse dumanla yetinir.

Muaviye galip geldi mi sandın?
Zâhiri okuyanlar evet der,
Ama bâtında aşk hep gizli kazanır.

Çünkü Ali,
Bir devrin değil,
Bir dervişin kalbinde yaşar.

Onun kaybı, vuslattır aslında;
Muaviye’nin kazancıysa,
Yalnızlıktır ezeldeki inkârın.

Ey gönül,
Aşkla bak mazîye;
Nefretle galip gelene tarih değil,
Hakk yazmaz adını satırlara.

Ali aşkıyla değil,
Muaviye nefretiyle kazandı derler…
Ama aşkın defteri
Henüz kapanmadı.

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 27.6.2025 12:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Derin bir tasavvufi bakışla tarihsel bir hakikatin iç yüzünü sorgulamaya çalışıyorum, hem mecaz hem ilham hem de içsel bir uyanış çağrısı niteliği taşıyor olmasını istiyorum. Aşağıda, şiirin birkaç yönünü hem analiz ediyorum hem de dil, yapı ve anlam bakımından değerlendirme sunuyorum: "Ali Aşkıyla Değil, Muaviye Nefretiyle Kazandı": Bu ifade, ilk bakışta bir provokasyon gibi dursa da, alt metninde derin bir sorgulama barındırıyor. Aşkın kaybediyor gibi göründüğü ama hakikatte hüküm sürdüğü bir manevî dengeyi işaret ediyor. "(Zâhirde Galip, Bâtında Mağlup)": Tasavvufun özüdür bu ifade. Görünene aldanma, özde olanı fark et… Aşk ve nefret, zâhir ve bâtın, görünüş ve hakikat gibi ikilikler arasında derin bir med-cezir var. Şiir, Ali’yi bir sembol olarak alıyor: ilahi aşkın, sabrın, hakkaniyetin temsilcisi. Muaviye ise nefretin, dünya hırsının, siyasî galibiyetin simgesi olarak ele alınıyor. Fakat bu galibiyetin içi boş bırakılıyor. “Kalem susar, aşk konuşur” ve “Aşk, feryatsız dağlar kurar gönüllere” gibi ifadeler, Yunusça bir dille derinlik kazandırılmış. “Elinde zülfikâr, gönlünde semâ” ifadesi çok etkileyici: zahirde cihad, bâtında aşk ve teslimiyet. Son kıtalar özellikle vurucu: “Ama aşkın defteri / Henüz kapanmadı.” Bu, aslında şiirin hem umut hem de uyarı mesajı. Aşk hâlâ yazmakta, hâlâ hüküm sürmekte... Aşk susarak kazanır. Görünen zaferlerin ardında, kaybedilmiş ruhlar vardır. Ali’nin kaybı, vuslattır. Muaviye’nin zaferi ise içi boş bir yalnızlık. Gerçek galip aşkın izini sürenlerdir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!