Dilinde bir avuç,bayat veda cümlesi,
Yüzünde kaçak bakışlarınla,
Sana son gelişimde ardına bakmadan,
Git dedin...
Elimde kuduz bir yürek saldın beni,
Birde karabasan yokluğun,
Bak gözlerime,
Yasak işli kitabın, son günah izleri olsun
Tedirginliğin.
Aldırma gözyaşlarıma,
Ben sabahları beklerim...
Gece düşsün tenime, arsız gölgeleriyle,
kıymeti bilinmez,
bir servetti bu duygu.
Süslü cezalara yattı yüreğim...
Acıların ölümü okşadığı gece
Bilmeliydim
Sevişirken karanlıkla şikayetçiydi
Işıklı bir gece, uyandı sana tutkularım da,
Bir türlü inanmadım zer afetinin görkemine...
Bedenimdeki zehri atmak mı kolaydı,
Yoksa,
Sana doğru gün güne koşan yüreğimi atmak mı?
Kaç gece bekledi, yüreğim ellerini,
Ben bilemem sen say gecenin günlerini,
Sitem sana, sana bu sitem…
Şimdi, sen ağla ben gidiyorum…
Yaşa, ten hapsinde,
Kimler girdi hayatıma bir gülüş eşliğinde,
Kimlere veda etti yüreğim, kan ağlayarak.
Mutluluğun resmini çizdim astım yüzüme,
ardını da gören olmadı zaten.
Salkım ağaçları vardı düşlerimde pencere kenarından saatlerce izlediğim,
Sakin bir çocuk oldum,
Yalın adımların okyanusunda beyaz peçeli bir kaptanım şimdi…
Gözlerim volkanik dağ, buzulları eriten…
Ellerim sana yar değil âleme yaren
Etek uçlarımda yeşilin kokusu
Özlemiyor da değilim aslın da.
Ama özlemek bile hafif kalır kamçılarının yanında.
Gün doğarken arala pencereni ey dünya
Doğudan geleceğim adımlarım toprağına özlemle bakacak yarısı kan ağlarken yüreğimin
Ve her bakışımda bir alev fırlatacak gözlerim bu kez kahkahalarım çığlık atarken
Yüreğimin döktüğü gözyaşlarını asla bilmeyeceksin.
Dağlarından gelincikler yaban tayları bi parçada yeşil alacağım…
Sürgüne devam…
Yıllar sürecek belki ve ben yine
Bir gün doğumu batıdan geleceğim bu kez…
Güneşi ardımda bırakacağım
Fırtına olacak okyanusumda
Gökler kim bilir neye ağlıyor diyeceğim
Yalın adımların okyanusu çıldıracak
Buzulların isyanını dinleyeceğim
Ve yine sürgüne devam…
Bir adaya bıraktım pembeyi, moru, bağladım gözlerimi
Adımlarım ipek kumsalını okşarken aklımda kalan tek şey buydu
Ada ipekli gömlek giymişti sanki…
Yalın adımların okyanusunda beyaz peçeli bir kaptanım artık
Sürgün yüreklerin lideri de ölümlü
Onca kahkahadan sonra ne sen alırsın beni toprağına
Ne de ben ayak basarım kamçılarının izi hala sırtımdayken
Ölüyorum ey dünya
Yolladığın sürgünde kapanıyor yanardağ gözlerim
Yalın adımların okyanusunda vücudumu aleve verip buzullara bırakıyorlar
Ölüm acısı hafif kalır sürgüne yolladığın yaşamın yanında…
Artık aralama pencereni
Ne güneş ardımda
Ne de gündoğumu kahkahaları…
Yıldızlar en arabesk gecelerini yaşıyordu,
Vakit dolunaya gelince…
Bitmek bilmiyordu yalnızlığın efkârı
Bir elinde çay’ı diğerinde sigarası
Çalıp da kovulduğu kapıları anlatıyordu.
Bir de korkuyordu gün ışığından
Ağustos kumralı bir sıcaklığın esaretinde
Lâl adımlarla geldim yokluğuna...
Hasrete emanet ettim gülüşlerimi
Çapkın edalarda gözlerim bakarken etrafa...
Sen avına çıktı sanki
Umutlarım.
Sen bendin sanki...
Tutmayan yanım, ebedi uykum...
Kirpiklerimin arasından kaymaya hazır gözyaşım.
Ben sana fısıldadım.
Sevdası akdenizde sancıyan,
Türkü yürekli adam...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!